Muhabbet bağına girebildik mi?Doğru zaviyeden, doğru hedefe, Bakarak gerçeği görebildik mi? Gereken önemi verip sedefe, İnciler toplayıp derebildik mi? Keyfi davranışla, fevri hüccetle, Oturduk öfkeyle, kalktık hiddetle, Hukuku katledip, yıktık şiddetle, Nefsimizi yere serebildik mi? Doğruyu eğerek yanlış sınadık, Müfteri birini hemen onadık, Dedikodu yapıp eli kınadık, Azgın enemizi yerebildik mi? Belki bir yetimin hakkını çaldık, Belki de fark edip duyarsız kaldık, Kim bilir kimlerin canını aldık? Etimizden kesip verebildik mi? Varlık davasını döküp saçarak, Şu anı kâr bilip dünden kaçarak, Bu güne tertemiz sayfa açarak, Benlik defteri dürebildik mi? Yüzleri edepten sararmış solmuş, İçleri hüzünle, kederle dolmuş, Görünmeyen yanı harabe olmuş, Bir yıkık duvarı örebildik mi? Daldan dala uçup, dolanıp gezdik, Kiminden haz aldık, kiminden bezdik, Kimleri anladık, derdini sezdik, Muhabbet bağına girebildik mi? Yoksulu aldatıp kolay ektik de! Zengini saygıyla tavaf ettik de! Kaç kere umreye, hacca gittik de, Gönül Kâbe’sine erebildik mi? Gölgemizden korkup sarıldık taşa, Yine yara açtık yaralı başa, Kirli işimize kullandık maşa, Kendi elimizi sürebildik mi? Mustafa Yaralı |