her yeni gün
soruyorlar ne istiyor bu insanlar
yalın yalpa düşmüşler yollara öyle düzgün sıralarını bozmadan kendilerini atıyorlar tomaların önüne ıslanıyor gibi sevgiden bu yağmurlar ne zaman diner ne zaman bırakır gök küfrünü sevgili elini tutar gibi eller bulur elleri son tencere tava ne zaman girer dolaba çalışkan karıncalar, umuda yürüyenler duvarların ardında nice ay açar pencerelerini gülümseyerek başlayan sabaha büyük çadırlar kurulur sevgiye kardeşlik kucaklanır gül vermek kadar almasını bilmek de önemli tomurcuklar açar emekten bir kez girdin mi içine umudu yüklenerek bütün renklerini severek insanların ayrı ayrı sıkarak her eli birleştirerek kaygılarını dostların bakışıyla ilk adım olmamalıydı gazlardan yağmur yüklü olmalıydı bulutlar her yeni başlayan gün taşlarını atmalıydı üstünden boşalmalıydı hızla kinle dolu çuvallar sonsuz denizlerine umutlu geleceğine beraber yüzmeliydik kardeşim güller açmalıydı yüzümüzde birbirimize bakarken |