hesaplaşma
’
’git gide daralıyor çember ve hesaba oturuyor geçmiş gelecekle’ kara kalem bir portreye benziyor bazen geçtiği yerde iz bırakan geçmiş vurdumduymaz hale geliyor geçmemiş yaralar uzak yerlerde söylenen bir şarkı arsız bir sessizlikle çınlatıyor kulakları her söz bir çentik atıyor yüreğinin duvarına her söz ayrı bir yara gelecek kaygılı en çok kendi geçmişinden korkuyor hiç bir telafisi olmamış ki geçen zamanın verilen hiç bir söz tutulmamış tutulamamış sevgilinin elleri kendi kabusunu yaratmaya başlıyor zaman uykusuzluk diz boyu baktığında bir tek kendini göremediğinden koca hikayelerde kör oluyor umut her gün bir öncekinden biraz daha fazla ayakları dolanıyor aşkın avuç içlerinde sakladığı tebessümler her gün bir öncekinden biraz daha eksik bu yüzden anlamsız cümlelerin arkasına saklanıyor keder kocaman kahkahalarla kamufle ediyor yüzünden düşen bin parça hüznü şimdi deli bozuk şiirler yazıyor ellerim ve dönüp baktığında gelecek geçmişe yazdığım her kelimeden davacı oluyor gözlerim... |