ŞAİRİN GÖZYAŞI
Katran gibi karanlıklara gömülmüş bir çağın,
Ufkunda güneş gibi parlayandır Şairin gözyaşı Asırlardır ışıldanmayı bekleyen bu insanlığın, Parlayan yüzü, ışığı, feneridir, Şairin gözyaşı En ufak davranışı, en küçük kıpırtıyı ölçendir, Nefes hışıltısını, soluk sesini içinde hissedendir Ne bir gaflet, ne uyku, nede bir korku bilendir Canlı bir tarih, hassas terazidir, Şairin gözyaşı. Bakmayın dizilerinde Şahin, Aslan kesildiğine siz Bakmayın sözlerinin kurşun gibi bıraktığı ize, siz Bir düşünün kükremeseydi şair, yenik, esirdik biz Ulaktır, dumandır, Güvercinidir, Şairin gözyaşı Kim demiş şairler ağlamaz, yaş dökmez diye? Dökmez diyenler gitmezler mi ki Çanakkale’ye Topraklara kazınmıştır, hem de silinmeyesiye Şehit kanlarına renk katmıştır, Şairin gözyaşı Nice İmparatorluklar kurdu, tarihler yazdı bu yaş Boğdu denizinde, Anadolu’da koymadı bir ayyaş İstiklal Marşımızı yazmıştır sel gibi akarak, bu yaş Bu toprağın her karışını ıslatmıştır, Şairin gözyaşı Cansız bedenlere ruh üfleyip canlandırandır Diliyle nesneleri bir insan gibi konuşturandır Zalimin, zulmün karşısında hakkı haykırandır Yürekler dağlayandır bilinmeyen, Şairin gözyaşı Kibir, gurur nedir bilmez, özünde tevazu saklıdır Kin gütmez, düşmanlık nedir bilmez, söz anlatır Kalemini konuşturandır, siteminde daim haklıdır Yaş gizlidir, her satırında saklıdır, Şairin gözyaşı Duygusaldır, Karıncayı bile incitmekten sakınır Bağrı yanıktır şairin, feryadına yürekler dağlanır Suyun sesini hissedip, su gibi saf, berrak akandır Şiirlere dökülen kanlı mürekkeptir, Şairin gözyaşı |