Bir ses
inan bana kardeşim
benim için olsa istediğim pencereni bile açmanı istemezdim otur derdim koltuğunda kımıldama unut sesin, soluğun çıktığını çıkma yorucu yollara kadınsan dizini kır otur erkeksen yaşadığını unut çiğnensin bütün çiçekler, boyun büksün kuşlar bulamasın yuvalarını döndüklerinde talan olmuş alanda sis bulutları sarsın ortalığı yine düşünceler dağıtılsın hiç karışmam, karışma zıplama olup olmadık yerde, hele bir saatten sonra içme oynama, hoplama konuşma bir rüzgâra kapılıp gitme diyeceğim ama olmuyor işte az seni, az beni, az da başkalarını yani anlayacağın tüm halkı ve çevreyi düşünüyorum tuzaklar kuruyorlar sanki fareyiz bir kapanda burnumuzla kokluyoruz havayı kapıp kaçanlar var peyniri mutfak yalnız ağzımı açsam lokmamı kapıyorlar konuşamıyorum bir tavam, tencerem var ses verdiğim o kadar senden ne istediğimi sandın bu koşulda bir ses, o kadar! 11.6. 2013 / Nazik Gülünay |