Sabır
Yük dolusu kağnı gibidir sevda
Yükü ne olursa olsun sabredebilmektir sevda Yarin kokusunu alamadan, gözlerine bakıp Titrek bir mum alevini andıran kelimelerle savaş halinde iken Ritimlerin, nabzın, heyecanın sınırları zorladığı bir anda ’’SENİ SEVİYORUM’’ kelimesini iliştiremedim kulaklarına Ağlamak vardı sevda dolusu göğsünde Ab-ı hayatı tatmak vardı leblerinde Suikastçının planladığı bir ölüm gibi Ölmek vardı gözlerinde… Sen yol aldın ya limanımdan Uğramaz oldu rıhtımıma martılar Pencere kenarındaki gül gülmez oldu. Unutulmuş bir köşkün tarih olmuş mıhı gibiyim. Eski, paslı ve soluk bir renk peyda oldu gözlerimin akında Gözümün önünde mutluluğun Gülücüklerin. Kahkahaların İşitiyor gök kubbemdeki yalnızlığım Rüzgara kapılan sesini. mutluluğunun ışıltısı rüyama aks ediyor. Gülücüklerinin kervanı işitiliyor kulaklarımda Mutlu olduğunu görüyorum Bu yetmez mi Diyar’a İbrahim Halil ÖZLÜ |