SIĞINMACI (31/1)
Seni anlıyorum;
Zorla yurdundan kovuldun ve kaybettin sevdiğin her herşeyi; Evini, aileni, tarlanı, ata toprağını, işini, akrabalarını ve de seni sen yapan anılarını Ama ben, sen denli belkide daha çok senden yurduma sadığım hemde deli gibi. Kıskanırım bir karış toprağını; Eğer biri benden alıp bana karşı kullanıp ezip köle edecekse beni. Bizde yakın tarihimizde yenildik. ne sığındık nede göç ettik; Evsahibi olarak yılmadık verdik canı-kanı, kurtardık üstünde yaşadığımız bu Anavatan’ı! Acı ve hiyanetten ders alarak, atalarımın alın teri ve canına, sehitlerimizin kanına sahip çıkarak koruduk onurumuyu, savunduk yurdumuzu, kurtardık dinci işbirlikçilerden vede Emperyalist İşgalci’lerden. Kovduk sarayında keyf çatanı Ve Türkiye denen bu vatanı bu Cumhuriyeti kurduk, Laiklik, serbestlik, demokrasi ve uygarlığa kavuştuk. Şu anda senin içide bulunduğun duruma düşmemek için; Geçmişte yapılan ve önlenmesi mümkün olan hataların tekrarlanmasından kaçınan her insan yurdunun geleceğinden sorumlu biridir ve tarihten ders alması gerekir. İşte “Kuyruk Acısı” olan iki insan, sen ve ben. Böyle bir özeleştiriyi birde sen kendice bizim için yap istersen. (*) Bu özeleştiri; Benim tarafımdan, sizler için ve (=tabiki izin verirseniz) sizin adınıza yapılmıştır. SIĞINMACI 31/2 şiirimde; Karşı tez olarak meseleyi “Sığınmacılar’ın Bakış Açısı” ndan kaleme almaya çalışacağım. |