Seher Süvarileri
Sulusepken gönül vadilerinde büyümüşlerdi
İğneden ipliğe huzur kafiyesi vardı Vardı kalamin de yanaşamadığı dilimler Dehliz kokmuyordu yay gibi gerilmiş ümit sofrasında Kördüğüm sayfaları yırtılmıştı takvimlere inat Altın koylarda bir karış ufuk zemini de fayda Şemim ile fırçalanmış bir libas ki gurbet yolculuğunda Uzak değildir ikindi güneşi Köhne açıya ramak kalmadan bir yalaz düşüyle Yalaz düşü..dost sıcaklığını utandıramaz Gözlerinde beşaşet yelkenlisi koza örüyor Abluka altındaki neşide piramitleri ise cabası Hızır nefesiyle hazır olanların töhmeti olamaz Gül rikkatiyle sulanıyor bir ravza Gönül sepet sepet helecan dağıtmada İpek nabızlarda cenk filleri vaveyla kopartamaz Güneş doğmadan günü besleyenlerin var Arı olmadan da bal yapanların.. Peykan kuyusunda saplanmazsa bir mızrak kalbe Sonsuzluğu emziren bir kalbin var Ey dünya..! Aç gözlerini ve uyan artık Uyan ki,kapanmasın bu süvarilere tebessümün. Gürsel ÇOPUR |
yüreğinize sağlık...