suçlusun sen de karanlık mevkilerden uçurulmuş sayhalar kadar mevziye saklanan sitemlerin vurgun beyazınca giderememek suçsa yana yakıla sevda açlığını adam akıllı olsa tırmanmaz zaten adamakıllı tepelere çıkamayacağını bile bile girer mi iki kişilik çukura tek başına!
/...anlık bir beyazlık düşürür düşlere kar , eriyene kadar... lâkin unutulamayanların kalıcı körlüğünün adıdır karanlık... ölene kadar.../
nihâvent kanatlar takmalı şimdi göğün uçkuruna ki; gelsin görsün o aşk ne durumda neler yağıyor lâyemut mevsimlerin taradığı beyaz saçlara budayıp, yivli uzun cümlelerle barikatları düzeltip vursun nişanlasın kendini kendi saçmalarıyla öldürmese de azaltmaz bitirir tüketir insanı bu töhmet sarmaşık kollara sarılmış külfet hangi akıllı söker atar gölgesini üzerinden benden çıktı artık pozu esrimiş o mavi yangın dalını vermeden verir mi balını çamlar kimbilir, kaç dudak tanıdı o bâkir dudaklar!
/...sen gel bunu ehemmiyetinin eskimesi say.../
büyümüş, duymaz artık doymaz kulaklarım cehlin avretini yıkmış çoktan miş zamanlar kaç kere gidip gelmiş göçmen kuşlar say ki unuttu hafızam seni koyduğu yeri say ki ezberin kalmış sadece zihni yitik dualardan say ki; büyüymüş sımsıkı sarıldığı yıldızını düşürmüş elinden ay bırak beni bırak, kalsın içimde, içinden çıkamadığım puslu aforozlar bırak, paslansın içimde günahların bedeli sana kalsın artık ruhsârı çürümüş masallar.
/...yürekli! zamanımda rastlamıştım sana çekmiş olmalı ellerim ıslak tuzdan ki sığmıyor şimdi yürek avucuma.../
bir zamanlardı o selânik örgülü telaşlar burgu burgu işlerdi içime az çekmedim gözlerime yağmurunu az çapalamadım gençliğimi lâkin, başına buyruk yaşamayı sen seçtin çoktan ömür sizlere emre amade, alabruz mevsimler şimdi uzamış! saçlarla ben geldim demek de ne!
/...fincan kenarlarında kaybettim seni külkedisi gölge oyunlarımda aradım yıllarca iskambil fallarında tanıdım yokluğu sen yerleştirdin ezberime, gölgelerin yalancı olduğunu.../
sök at beni a r t ı k içinden! lâl ahize gibi dinlesin kör ellerim ve b/aşka şarkılar bula diline bunca yıla kaypak ninniler söylerken şimdi o başa kuyruk dilenmek neyine! iyisi mi daha fazla değerini düşürme içinden ihânet geçmeyen yeni makamlar uydur gözlerine!
/...hayat, herşeye rağmen demediğin zaman bir değerdir aksi halde sırtında yaşadığın hayat değil; sırtına konmuş bir eyerdir.../
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Telâfi Esrimesi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Telâfi Esrimesi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sırtımıza koyduğumuz eğerler olmasa şiirler böylesine anlamlı olur muydu? Yazabilir miydik yaşanmışlıkları dedim ben de...Bir er şairin kaleminden selânik örgüsü imgeyi okumak gülümsetti ve çok hoşuma gitti..Şimdilerde selânik, haroşa bilen bayanlar kalmamışken...Yüreğiniz var olsun yazın her daim efendim.Çok saygım ile..
Sanırım hepimizin sırtında bir eyer var:)) Yorulunca bırakıp bir köşeye geceleri gündüzün ilk uyanışıyla yine sırtımıza aldığımız oflaya puflaya..Bu şiirinizi çok beğendim..Yüreğinize sağlık.
büyümüş, duymaz artık doymaz kulaklarım cehlin avretini yıkmış çoktan miş zamanlar kaç kere gidip gelmiş göçmen kuşlar say ki unuttu hafızam seni koyduğu yeri say ki ezberin kalmış sadece zihni yitik dualardan say ki; büyüymüş sımsıkı sarıldığı yıldızını düşürmüş elinden ay bırak beni bırak, kalsın içimde, içinden çıkamadığım puslu aforozlar bırak, paslansın içimde günahların bedeli sana kalsın artık ruhsârı çürümüş masallar.////
bu bölümü kurşun niyetine sürmeli namluya /kesin öldürür kanaatindeyim
saygımla
Filiz Şahin. tarafından 5/30/2013 5:02:25 PM zamanında düzenlenmiştir.