"c" izi
bak sen şu konuşana
dudaklarında bir uçurtmanın uzak ara sessizliği kafiyeli kuşlar gibi süzülüyor gökyüzünde bir karıncanın ayak sesleri eski bir cep saatinden yükselen o şaşmaz müzik ve sırası gelmişken bir şeyler söylenmeli mutlaka ama bir şeyler yerine oturduktan sonra yani gündüz olur umut… gece olur… korkunun zamanı bütün o nefes alıp vermeler ve her bir günün bir baltaya sap olamamış diğer vakitleri turuncu ikindiler (şu ikindiler neden hep turuncu?) ve arada kalmış bir Temmuz Temmuz hangisi saatlerin? sıradan bir günün hangi vakti? bunu henüz bilemiyoruz… pembe sakızların asfaltta öylece uzamasının vaktidir belki de… evet! pembe sakızların yaz sıcağında güzel bir kadının topuklarına takılıp öylece uzaması yani aydınların ve dilencilerin ortak zamanı denize kıyısı olan ülkelerde mutluluk korkusuz kadınların eseridir bunu olduğu gibi anlamalı ve sonra o İspanyol kadın tabi ki sevmenin, sevişmenin ve dövüşmenin ortak zamanı kes şunu! aklım karışıyor İspanyol kadın… hem adın neydi senin? bunu bilemiyoruz… bilemiyoruz çünkü sana bir isim vermek için henüz çok erken ama bütün o nefes alıp vermeler, istemeden birbirine değmeler denize kıyısı olan ülkelerde yaşanan halk ayaklanmaları işte bunlar… bunlar kafamı karıştırıyor… uçamıyorum yeterince yükseğe adın da önemli bir yandan… ve adının kendi başına önemi… yani adının baş harfini bir uçurtmaya vermek uçurtmayı sonsuz bir özgürlüğe terketmek kişi uçurtma, birey uçurtma… kalabalık uçurtma… ve sonunda sadece yalnız bir uçurtma… özgürlüğü duyunca İspanyol, öyle çabuk aldanma! gökyüzü dediğin beyaz bulutlardan yapılmış bir çalılık nefesin rüzgar olur, uzanamam seni kurtarmaya kurtulur gider böylece bir ikindi vakti ellerimden taş avlular, aydınlık avlular ve Temmuz avluları içinde yani arada kalmış avlular… evlerin ve mevsimlerin arasında şimdi ben susarsam bir evren yeniden yaratılır mı? sessiz sedasız yepyeni bir evren… hem ne denirdi ki avlusu çıkarılmış evlerin arasındaki boşluğa? bunu da bilemiyoruz şimdilik… İspanyol kadınları cesur olur, çirkin olur ve boyuna taş avlularda durur anlaşılmayacak bir şey yok… her şey zamanlamayla ilgili çok konuştuk… susalım mı artık biraz? hadi küveti su doldur, bir parça pamuk al çekmeceden devrim kolay iş, adalet bir gün sağlanır elbette gel beraber yaralarını temizleyelim şu gövdemin sadece adının baş harfi kalsın üzerimde |