öyle bir yoksun ki...
öyle bir yoksun ki şimdi...
içimin türlü boşlukları birleşip başkaldırıyor yumuşak sularından yüzüp geçerken en delikanlı denizleri rüzgar yerine süt dişleri dökülen çocuklardan bir çığlık koparıp dolduruyor yelkenine tertemiz nefeslerin yürüttüğü gemi öyle bir yoksun ki şimdi, sokaklar üzerine katlanıyor kapı önlerinin... saplanıp kalıyorum bir sessizliğin tam ortasına ve güneş çalmıyor artık baharın yeşil senfonisini öyle bir yoksun ki şimdi kimi özlesem bilemiyorum sevilmek birikiyor damarlarımda sarılmak birikiyor kollarımda koparıp götürseydin ne vardı sanki şu benim kimsesizlikten yapılmış eski ellerimi saklasaydın eski bir ağacın halkaları arasında öyle bir yoktun ki bir zaman... kahkahası hayatın yabani bir av hayvanı düşürdü üzeriden kırmızı kalp atımlarını saklanıp taş kesilirken gün ortasında ne yöne koştuysam ince bir yalnızlık kalın kadınlar kalın adamlarda şarkı söyleme salonlarında, oynama meydanlarında çalışıp durmalarda... sobalar ılık yandı, pencereler aralandı karanlık odalar ne aydınlandı ne aydınlanmadı ama ayakkabıları okul çocuklarının yine de bağlandı ne yöne koştuysam küçücük bir yalnızlık... küçücük bir yalnızlık ki, kocaman yalnızlıklarda susarken söylemek birikiyor dudaklarımda söylerken dinlemek kulaklarımda gülerken ağlamak, ağlarken yaşamak... yaşarken ölmek birikiyor gel artık |
Şiirinizi okudum beğendim ve yorum yaptım, siz de yapar mısınız?..
....................................Saygı ve selamlar.