dal dediğin nedir kigece “üç”ü vurdu. sen düş/ü. dilin niye bu kadar acı? böyle mi giyer, güneş tacı? *** sarsak sözcükler, anlatabilir mi sana; ırak/tan bakışlar, “ama” etmez mi yakını/na? ne görüyorsun? anlat gez göz arpacık! iyi nişan al “ama”; isabet olsun, olmasın karavana. düşmesin kafana, çürük elma... ne duymak istiyorsun, anlat! dilindeki acı, su katmaz mı pişmiş aşa? duymak istediklerine gebeyim, yoksa haşa! ne düşünüyorsun? yokuşa sür çarkını! dişli/lerin ezmesi kolay, küçücük aklımı. yengi sende kalsın. önce kendini yen! sonra; bak istersen, kuş bakışı. ne görüyorsun? anlat! gördüğün senindir. görmediklerin kim/in? hangi pencere, dar eder hülyanı? gömüyorsun! gömmeyi de mi seviyorsun! anladık “ama”; ektiklerin de var unutma. tarlana at bir nazar! karşında korkuluğun mu var? bak! ektiğini bir karga gülüşü çalar. anlat goncaları bana. dikeni batmayan mı var? bir ben miyim deren gülleri? benden binlercesi var. pencereyle oynaşma! çık dışarı! açılsın kör pencereli kapılar. şöyle bak cihana. dünya bir sana mı dar? bir "dal" ne yapar? dal ile elbet oynar, her çeşit rüzgar. dal dediğin nedir ki? umursama dalı. söyle bir silkelensen, düşer aslını s/arar. verdiğin meyve ellerinde. nerden bileceksin! görmek istemeyince. çiçeklerine aldanma. ıstırap çeker tomurcuklar, sancı doğurur her bahar. bir kez daha düşün! vurduğun düş/ü düşün! anlamıyorsan yaslan arkana. tatlı bir sitemim, bir de eyvallahım var. çalakalem çalım at dal’a! ondan sonra; devam et f/aslına. Hidayet DAL ***Güneş tacı : Güneş atmosferinin yoğunluğu çok düşük ve çok sıcak en dış katmanı, korona. |
Şiiri okurken duygular öyle vurucu sözcüklerle anlatılıyor ki, bir masalın içinde uçuyormuşcasına, aynı ağacın dallarında sıyrılıp akıyor insan ve çıkarken masalın içinden sitemli , buruk, mağrur ağıtlar kalıyor kulaklarda.
duyumsuyarak okudum .
tebrik ederim ...
"bir dal ne yapar
dal ile elbet oynar
her çeşit rüzgar
dal dediğin nedir ki
umursama dalı
söyle bir silkelensen
düşer aslını s/arar"