Tek Heceli Döngü…
iki ayrı evveli meçhul
çıkmaz sokağın çıkınında, çalınmayacak kapı ardı üstelik bakışıp duruyor gizlice, şımbır şımbır değil gökyüzü alnı ter içinde mahcup gece. büyütülen okkalı yakınlık özlemleri, koşuşturuyor köpüklü kuzu öpücüklerini. denizin koynundan gelen sığınmış şarkı kuşunun iki dudağı arasına; -o geceyi ne kadar çok seviyor ben ölüyorum geceye- iki ayrı semazen hüznünde çatlaya çatlaya can veren, tek heceli döngü narsis kokulu aşk emerken göğüslerini devasa maviliğin, vurgun yemiş adam ve bir kırgın kadın incelikli elleri ellerimde yazgı, onlar kuş ayağı ateşten derinliğin türküsünü söylüyor… benim gök göğsüm gerdanı kızılım ense köküm kendime kördüğüm! içerek yıllarca devrilip durmuşluğum yutarak mavi saçlı bir dilber tuzunu. ne zaman mermerin soluğuna dönüşmüşsün geç/imsiz sin dese usum; içimde bir dünya yıkılıyor yoğun bakımda uyanıyorum!.. hidayet dal/can sokağı lambaları |