Aksak...uğursuz kademsiz şu tamtam sesleri bilmem bilmem diye efelenir de biz de bilirmişiz az buçuk dans etmeyi neye yarar neye yarar şiirlerdeki baldıran sesi suyu çekilmiş an’ların kurak iklimleri bizi gidi bizi gidinin yel değirmenleri bizi... çıt çıt kırıla kırıla neler de yazarmışız ömrümüzün kara tahtasına sevmeye çirkin ellerimizle mızıkçı mızıkçı püsküllerimiz gün doğumunu hak etmez beklentilerimiz ve de nazenin cangılımızla... korktuğumuz gerçekleri bile ürkütememişiz hani dillerde pelesenk pelesenk neymiş, hayatın gerçekleri miymiş tekme atan bir çiçek bile olamamışız soylu gardiyanlığına saksılarımızın... biz ki kazazedelerin tuzlu sularla savaşı bile değiliz misketine terki diyar nice masum kapıyı taşlamışız göz yuvalarında nisyanın... sürgit efkar büyütüyoruz şimdilerde artık dermanı kalmamış dizler dibinde iğne yapraklar gece kara’sından nerelerden gelip nereye gideceğini şaşırmış aklı karışık gemileri de batırıyoruz engin düşünce denizlerimizde... hidayet dal |