olasılıkuykusuzdum ve kuş olasım vardı konsolun üstünde kuş olasım vardı ama çin porseleni olanından gagam taşınırken kırılmış olsundu ve dışarıdaki essah kuşlar merak etsinlerdi kursağımdaki şarkıları aşırı sızıntılı kumdan kale olasım vardı denizin kıyısında kumdan kale kulelerimin burçlarına dadanmasındı uzun saçlı kız öpölü denizkabukları taşıyormuş mazgallarımdan gelip dibine vuruyormuş tıpalı şişede kolalı karanfil evet dedi içimden bi ses tarçınlı tütsü çubuğundan gibi dumanlaşırken merdivenlerin trabzanına yaslanarak çıktı karışıp gidecekti iyot kokulu havaya yoksa evet kurutulmuş çiçekleri sararmış resimlerin yanına koymuştum toprak kokmasındı saçımdaki elleri ağır ağır büyüyordum ve at kestanelerini savuruyordu rüzgar iliklenmiş kapılardan girse belki dağıtacak odalara sinen kasveti hep insanımsı bi şeyler var toplanmış kasavetin üzerine yaz der gibi beni sil ve düş tarihten kutsal kitapların da topyekün silinsin sayfaları elma hala dalında |
Yakışıyor bu sencil kelimeler...