KIRLANGICIM KÜL SEVİNCİMÇalıyordu günlerdir acımasız bir fon hayatımın arka yüzünde. Ve çömelip oturan Anadolu insanın dermansızlığı vardı dizlerimde. Çığlık atıyordu hüzünlerim sessizlikte içime sığdıramadığım saatlerde... Bir yerinden başladı kabuk tutan anılar. kanadı hoyrat gezinmelerin kıyı boylarında Kızgın demirin dağladığı yaralar. Balyoz vurulan mısralar çoğaldı dev gibi suskularda Gecenin nabzı attı benden çoktan geçmiş bakışlarda. Düş saatlerine misafirdi gözlerin çıra alevinde yanıp kavrulan seninle bir gül olup beni ayakta tutan... Kuş konmaz boşlukların içinde Benim ağzımdan konuşur muhalif bir rüzgar yırtıcı bir kuş olup konar dalıma koparır hüznümün yakasından çiçeği... Kaç şiire oturdun bilemezsin? Kaç kez kucağında dinlendi tüm sevinçlerim. Zamansız bahçemde dolaştı kaç kez kırlangıç kuşları şefkati... Bin çiçek açar bakışların hadi koş .. devir ormanları. Sana gün giyindim sevebilme ihtimaline karşı. Zil zurna yağmurlarda sağanak sağanak duygularım. Gün’eşin doğuşunu bekliyorum şiirlerde ağaran sözler misali. Çiğ olup yağ üstüme aşk soluğum gölgenin yolunda,gölgenin kolunda kanar umudum. Şehir kaçağı çocuksun yazgımın avucunda ağlayan İçimi çektikçe dile geliyor denizlere ad olan gün ışığı dalgalar... Hadi sözden başka rahmi olmayan dilin asi çocuğu çık gel özledim seni.Buralar sensiz çok ısssız...Büyüyor bir yumruk gibi hasretin içimde.Akasyanın tutkulu özlemi dinlendirilmiş dağların ötesinde...Dokunamasam da ellerine, kırık aşk tayfında anılar...Dilsizliğimi dolaştırma kısa pantolonlu yüklemin cebinde.Kimsesiz kıyılarda ayak seslerin.. .Söz; Dünyanın bütün çocuklarının gülüşünü vereceğim yüreğine.Baharlık elbiseler dikeceğim tüm o çocuklara ellerimle..Çaresiz bir bayrağın yıldızında düşmek istemiyorum boşluğa...Gökyüzünde dalgalanmalı hoyrat mesafeler gururla... Direnç tohumları ekmeliyim yazgımın toprağına doya doya... Ferda Özsoy |
ne güzel şiirdi gönlüne sağ Ferda Ca
can-ı yürekten tebrik ettim
Selam saygı hürmetler olsun
Duamla...