YASAK LEVHASI SURATINBakmakla görmek arasında savruluyor içimde yanan volkanın külleri. Bir anıyı ağırlıyor kırıntıya kanat çırpan camdan düşlerim. Bir düş ki;Çalıntı bir masal Alaca karanlığın sihrinde yaşanan dram... Hani nerede ? gökyüzüne sıçrayan kelimeler suyun solması mıydı başlangıçları bitiren. Bir tek sana mıydı yoksul oluşum. yoksa çelme taktığın çelimsiz günlere mi ... Dökülüyorum şarap misli zamana emiliyor hüznüm kendimi ertelediğim suskularda. Eziliyor gölgeler kurşuna diziliyor sesim çiçek açamayacak bahçemde hiç gelmeyecek o yaz biliyorum. İçimde tarumar bir kafes su yeşili... örümcek sürülerinin döndürdüğü saçlar engelliyor gülüşümü.... Sessiz kamaşıyor şafak gözlerimde Eşkiya bir atın ülkesine gidiyorum yangın yemiş türküler de gök mavisi. Haziranda açan leylak çan çiçeği rengim Silkeleniyor içimde rüzgar ürperiyorum Takvimsiz kasırgalara takılıyor uçurtmamın kanadı. Dönüp duruyorum deli divane günlerin rahminde... İki çarpık resmimizin çarkı dönüyor namlunun ucunda Hörgücü törpülenmiş dağların en sensizini öğreniyorum düşen kamburundan. Yankılanıyor sesim araya giren mesafelerde yaralanıyor özlemin... Cızırtılı bir plakta dönüyor içimde mezarlığın doğurduğu şarkılar doğuyor dizelerde... Öpüyorum nisan bulutlarını dudaklarımda en kırmızısı ile elma şekerlerinin tadında. Sırtıma geçiriyorum çocukluğumu ağlamak istiyorum kana kana. Çimenleri ıslatıyor gözyaşlarım... Kağıttan gemilerden emekli kaptan edasında ihtirasım. Bir çingenenin çadır özleminde duygularım Klarnet sesinde yayılıyor baharlarım. geri çekmeseydik dediğim seslerde dudaklarım... Eğilip alıyorum eski bir öpücüğü buruşuk geceden Bir yaprak düşüyor payımıza bahçeden... Ferda Özsoy |
Bir çingenenin çadır özleminde duygularım
Klarnet sesinde yayılıyor baharlarım
Keşke, keşke...
seslerimizi geri çekmeseydik dudaklardan...
çok çok güzel şiir bunlar,,satırları kendine özgü güzel yüreğinle,,,,,,,,,,,,,,,,,,,