...satılıyorum üç otuzagittim gittiğim her yere senide götürdüm avuçlarımda titreyen bir damla göz yaşı gibi neden gidemedim senden herkesten herşeyden kendimden bile gittimde bir senden birde bu hain sevdadan bir türlü gidemedim... mahpushane yollar parmaklıkları gibi yol çizgileri gittiğim heryer kör karanlık zindan... bavulsuz indiğim her oto garda ilk adımda karşımda yine sen kesilmiş sesiz çığlıklarım... sen kokan buğulu bir gökyüzü kollarını açıyor içimi kanatan sana olan özlemim hep boynuma sarılan... dudaklarımın kıyısında o hain yangını taşıdım gittiğim her kenti yakıp yıkıp kül ettim... kan oturmuş göz bebeklerimden neden kovamadım sen artığı içimi yakan gülüşünü... tren istasyonları uzayıp giden raylar ard arda yıkılan irili ufaklı yorgun yüzlü şehirler küçük kasabalar... dudaklarım kör yinede kıyısında neden adınla dirilen bir ben oluyorum her seste her nefeste soluk soluğa sen oluyor her zerrem tenimde pusu kurmuş sıcağın yakıyor her adımda yüreğim yangın yeri... ellerim bilinmedik adreslerde seni soruyor hep seni arıyor ak düşmüş saçlarımdan yüzümdeki çizgilerden dağ başı yanlızlığı yaşıyorum sokkak çocukları gibi kalabalıklarda kayboluyorum... sersefil yanlızlığıma biat edip hiçliğime köle oluyorum pazarlarda satılıyorum üç otuza yine senden kurtulamıyorum gitiğim her yere seni içimde sol yanımdaki çukurda taşıyorum şimdi ölsem selasız duasız gömülsem yine benimle gelirmiydin... Hasan ODABAŞI |