her aşk ölüm kadar özgürdür
bu gece balıkçı kasabasının
çamurlu sokaklarında uyudum koyun koyuna karanlığın iç sızlatan günahkar göğsüne başımı yaslayıp kan oturtup buz yeşili göz bebeklerime iki damla ıslak yaş iliştirip hiçliğimle ... uyudum sessizliğe gömülmüş mezar taşlarına yüz sürüp üşümüş bir avuç aminle sonsuzluğun sahibine sığındım da... manasız hurufların gölgesiyle şiirler yazdım acım kanatıp tırnak tırnak yüzüme sahte sevinçler asarak kasabalı yüzü kirli çocuklar gibi şen lirik türküler söyledim bağıra çağıra kumsala adını kocaman harflerle yazarken... koca çınarın gölgesine ilişip pervasız sevişlere hasret gecelere uzaktan bakıp da acılar tırnaklarını geçirmeden yüreğime ağlayabilirim öpebilirim ölümün soğuk yüzünden aşk dökülürken gecenin ayaza kesilmiş münzevi haykırışından... ayrılıklar hep hüzün sağnağına boğulur aslında her aşk ölüm kadar özgürdür öldüğün kadar düşlerini derdest edip gözlerini yumup uyuyabildiğin kadar özğürsün... Hasan ODABAŞI |