...gün doğmadan kefenledimo koca yangın artığı bir avuç kül mü olmalıydı bu nasıl yangın nasıl bir ateş eyvah... buz yeşili gözlerimin sen bakan yamacında koca bir hiç bırakıpta gittin... hadi ben hazırım giyin kasvet kuşanmış ayrılığı o koca yalanınıda al çek git ... sol yanından haince vurulmuş masum bakışlarımı birde sen artğı kalan ömrümü cehennem olarak bana bırak gün doğmadan kefenledim gölgelere saklı bizli müstamel sevinçleri eski gülüşlerle hellaleş şiirimden vur ardına bakmadan kanat düşlerimi çek git... eylül kokar nisan yağmurları gök kanatlı ıslak martıya çığlık çığlığa serenat mağrur güneşi bir damla eylül boyalı yağmurla boğduk çiğdemler merhaba derken bahara cam güzeli pembe begonyalar verandaya yaslı ortancalarda titrerken şebnemler... saldık tüm ırmakları göksu misali çağıl çağıl artık hüzün koksun kasabanın çamurlu dar patikaları dudaklarının kıyısına mahkum o son öpüş dalında solmuş bir gül kadar hissiz dokunduğu yerde ölmüş... git... aşinası olduğumuz o bir çift söz bilinmedik cümlelerde kalsın bir başına öksüz... Hasan ODABAŞI |
bir avuç kül mü olmalıydı
Ne yazık ki öyle hocam.
Çok güzeldi çok.
Saygılar.