uçurtma bayramıBeni önce gözlerim ihbar eder Sonra ellerim Nereye konacağını bilemeyen bir kuşun kararsızlığı olurlar yakalanınca Dudaklarım ketumdur oysa Söylemezler Şimdi en çok ellerimi ve gözlerimi mi sevmeliyim Yoksa dudaklarımı mı? Hani bazen ihbar edilmek ister insan Korkularının ardına saklanan her şeyi bir çırpıda anlatıp kurtulmak İçindeki ırmakları boşaltmak denize Yürümeden sürüklenmek Kâbe’yi tavaf eder gibi Huzura giderken sevabını bölüşecek bir el ister Heybesinde biriktirdiği taşları atıp şeytana Korkutmak ister Kolay lokmaların peşine düşer şeytan o zaman(belki) Bırakıp demir leblebiyi (biliyorum yine abarttım kendimi) Sonra ellerim bir ressamın elleri olur Göğsümde gül dilimde şükür Büyük salonların duvarlarını süsler çizdiğim resimler Bir çivinin ucundan tutunup hayata Duvarın ruhuna yaslanır ruhum Sırtını sağlama alır ikisi de Gelip geçenlerin gözleri takılır renklere Okyanus olur gözleri Bakışları dua Nazarla genişler göğsüm Fezayı alır içine Kuşlar gelir kanatları ipekten Çocuklar gelir uçurtmalarıyla Bir coşku, bir mutluluk ki sorma Sonrası bayram yeri… |
Göğsümde gül dilimde şükür
Büyük salonların duvarlarını süsler çizdiğim resimler
Bir çivinin ucundan tutunup hayata
Duvarın ruhuna yaslanır ruhum
Sırtını sağlama alır ikisi de
Gelip geçenlerin gözleri takılır renklere
Okyanus olur gözleri
Bakışları dua
Bu bölüm beni de anlattı:9
güzel bir ruhla, çocuk ruhuyla
genişlemiş gökyüzün ve bayramı olmuş uçurtmaların.
tebrikler kanki,
iyi akşamlar,
sevgimle.