Sınanmış KüllerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın canımı sıkmaya başladı bu kış
gözbebeklerimde hastalıklı bir cazibe yüzümden düşen bin şiir içimin şarkısı yağmur oldu yağıyor nabzım, dağlar tepeler diyor dışarda , ağlamaya çağıran hava evcilleştirilmemiş kokuyorum ruhumda deliren nedir, nedir bilmiyorum kim bilir bunu kim bilirse sırrıma sussun zor zanaat şimdi aşk bir rüya olup gözaltı çukurlarımı onarsın
ama
kim istedi eksik sözler dibimize kurşuni yalnızlıklar döşerken çığlıkları kuş kanatlarına katıp göç yollarına yollamayı kederi sokağa salmayız keder ısssız zamanların kahramanı keder kusursuz yalnız konuşsun maskeler maskelerde kuyruğu titrek uçurtma izi kim istedi dilsiz ekşimek kim istedi rüzgâra eklenip şehirden uzaklaşma duygusunun kirpik uçlarına paslı zincirler döşemesini ruhu ondört bin kere dinlendirirken ay sigara yorgunluğuna oturup uykusuzluğu öğretmeyi duvarlara kim istedi gözyaşının büyüleyici anlamını çözemeden kuraklığı yerleştirmeyi bedene kim istedi yanyana yollarda yürümek varken soluklar kardeşce yolculuk edecekken gün doğumlarına küskün uyumayı kim istedi birbirinden habersiz gölgeler, parlayan ışığı yitirmişken Tanrıyı suçlamayı Kim istedi özgürlük ruhumuzdayken ölüme taşıdığımız tutsaklığı baba ben susmayacağım saklanmak istemiyorum baba ben çok güzelim kuşlar görmeli beni yanılgılarımdan kurulu kumsallarımda özgürce uçsunlar maskesiz görünmeli içime kurulu şehirler mırıltılı yerlerim, unutkan ellerim neyim ben demesin, kimim demesin gözlerimde saklanmasın başını alıp gitmek isteyen kederim konuşsun anlatsın derdini, korkularım yeryüzüne bulaşmasın gökyüzünün yumuşaklığını anlatan bulutlar var sevgiden bahseden güneş var iyi insanlar da var paradan bahsetmeyen ya da öfkeden güzel temmuzlar var güzel cumartesiler bir gün elle ele bir şiire girip iyileşeceğim yıllarımı anlatacağım rüyam var balkonumdan çınar ağacıma türküler söylerim durduğum yerde orman olurum varsın olsun nefesim ateş yansın bitsin yapraklarım, dallarım küllerime pes etmemeyi öğrettim ben baba... |