Bir Begonvil,Bir Kasımpatı,Pepug mu Yoksa.Sahi Neyiz Şimdi Biz/Gölgesini Arayan Uçurum mu?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kayıp sözcükler,sevdalı öpüşler baştan aşağı bir güvertede alabora!!..Sen şimdi saklanan bir denizde yalnız kendine gülümseyensin..Gökyüzün benden çok sevsin seni.. Günlerimi kafesten kaçmış bir kuş misali imzaladım kendimi tanıtan biyografilerime.. Mart ayının ortasında ayrıksı bir iklim,masamda etrafa şımarık kokular saçan çiçekler,odamda kırmızı bir hüzün.. Ellerim bulutlara uzanıyor ve yürüyorum masmavi göğe.. Her iklimi,her rengi durup dururken sana benzetmem boşuna değildi.. Büyüyen hasretimle esaretim ve hürriyetimdin.. Ben bu gün bunları yazarken masamda takvim var. Evren,başı sonu olmayan bir değişim ve akan giden bir süreçse şayet tarih, buna tanıktır.. Bağrımda tufan öncesi çağrışımları yaşıyorum.. Başkaları için kesinlikle ’önemsiz’ addedilebilir kendimce, sevdim ve savaşıyorum..Şimdi yüzüm sokağa dönük ve yitire yitire kazanmanın erdeminde kendimi çağımın ve toplumun gerçeklerinden kopmadan özlemlerin,sevinçlerin, umutların içinde üretiyorum.. Uzun süre senin neden ulaşılması zor olduğunu düşündüm.. Yo hayır tüm gizemlerine rağmen umutlu bir düştü benimkisi.. Çocukça bir cesarete gereksinim duyuyorum sanırım. Öyle olsa da,gündelik hayatımın tüm renkliliğine ve artan tonda değişimlerine rağmen o cesareti beklemem göğün fethine dek sürecekti oysa..Olmadı yazık ki.. Belki kuşkun,kırılgan bir koza örüyor gövdene ama sevdanın sabaha yakın olduğu bir dönemde kentte koşan ayaklarımın hep aynı yakaya gidişine ne demeli?.. Şimdi gece oyun hamuru gibi her yöne dönüyor... Kimse tanımıyor ya beni,akşamın en tenha saatinde çıplak ayaklarımla şu karşıdaki parka otursam, vücudum nemli çimenleri hissedecek.. Ve baharın son cemresi üzerime düşecek belkide.. Çıkıp istasyonların varoşlarını dolaşsan sabaha bir sokak köpeğine sarılmış uyanmak istersin.. ’Kentler dönüşler için vardır’ sözünden uzaklaşmak yalnızca hayalmiş.. Bir düşe,bir ölümün yetmeyeceğini sen de biliyor musun? Merhaba sinema,Merhaba şeritler ve gizemli şehir; Nerde kalmıştık?.. Sen hayatın bir öyküsüysen bütün gözler sendedir hep.. Senin sahnen hiç bir zaman yapay olmadı..Oysa evren, bir hayal dünyası diyordu Vugo.. İlk defa,’Güneşe merdiven dayayanlar’ yazısının perde demesiyle başlamıştı,anımsıyorum..’Güneşe merhaba’ dedikten hemen sonra direnişin en erdemli şarkıları dilimizdeydi artık.. Merhaba düşleri en güzel yansıtan; Artık kimseler merhabayı önemsemediğinden bundan böyle her sabah ilk sana merhaba.. Dönüşüm aşka kırdıran,kandıran bir zamana denk geldi üzgünüm..Şu kesin ki her sevdalanış izdihamdır.Hele ucunda beklentileri boşa çıkaran boşuna bekleyişler varsa kargaların tarlasında bir korkuluk olursun.. Gezindiğin istasyonlardan,durup konuştuğun limanlara kadar özür dilersin yüzün bulutlara dönük..Özür dilerim.. Koşuşturduğun büyük kentler göz gözü görmez çöle dönüşür.. Boşvermişlik kapkara zindan gibi çoğalıyor birilerinin ellerinde.. Hiçbir uçurtma uçmayacak gökyüzünde.Hiçbir limanda sevgiye yer olmayacak..Pencereyi Açıp gelll!! diye bağıran yok..Dudağın kırmızısını esmer akşamüstleri almıştır artık.. Evlerin kapılarını,pencerelerin pervazını tıklatan incecik rüzgar yasemin kokularıyla nasıl geldiyse öyle gidiyor.. En çok da bir milyon sözcüklerden bir dirhem dahi tuhaf bir kutucuğa sığmadıya ona üzülürüz.. Özrüm ne şiire,ne de mektuplara,özrüm tutarsız bir çağda izdiham yaratacak kocaman dönüşümsüz sevdaya. Merhaba sanatın ilk durağı;Merhaba son basamak.. Talan edilişin,yozlaştırmaya çalışılman ve buna dönük direnişinin çırpınışlarını hangi sözcüklerle anlatabilirim bilmiyorum. Duygu dalgalanmaları içinde savrulup duruyoruz oradan oraya.. Hergün aşındırdığım bir kapının eşiğinden dönüp duruyor gibiyim.. Geçen gün Florans naytıngel’in acilinde bir kadın, doktorlara kızmış ’Bir daha şarkı söyleyemeyeksem, Bir daha mürekkep kokusunu duyumsayamacaksam ne yazar.. Hey!! Hiç bir şey ertelenmemeli’ diye bağırmaya çalışıyordu kısık sesiyle.. Birileri öylesine saldırıyor öylesine sevgisiz oluyor ki,bütün hüzünleri o kadının ıstıraplı yüzünde görebiliyordum. Çığlığını hiç bir zaman unutamayacağım maviş gözlü kadın! haklısın..’Hiç bir şey ertelenmemeli’.. Kendi kendine yasaklanmış bir seneryo kadar apaçık ve cömert bir mekandayız artık.. Merhaba eksik gülüşker..Merhaba iğnesi kırık şarkılar. Telaş,umut,yasadışı gülümseme,kireç badanalı evler merhaba.. Ve gözyaşı, ve sokaktaki çocuklar,ve akortsuz gitar, ve aşkı özel kılanlar ve elbette Cumartesim Merhaba.. Harflerin kıymetini bilmeyenler merhabayı tüketti.Bundan böyle yalnızca size merhaba.. (Zeytin dalda,şiir imgede,çocuk gözlerinde,resmin güvertede asılı kaldı.. Sırf uzaktayız diye mi bütün bunlar) 9-22 Mart 2013..
Rüzgar,estikçe kendi mevsimini arar gecede..
Her sabah buğulu cama yazdığım ismini alıp çıkıyorum evden sokaklar bir olup düşsün peşime diye çok baktım arkama ne gelen var ne bakan fakat bütün sokaklar temkinli sanki yağmurunu bekleyen çiçekler gibiler şimdilik güzü karşılamaya gittiklerimden öyle eminler ki biliyorlar güzü karşılamaya gidenin elleri boş dönmesinin mümkün olamayacağını Birbirlerine sıkıca bağlı trenler gibiyim çocukların dilindeki masal,dağların ardındaki yabançiçeği, bir aşkın ilk titreşimleri, dört mevsim bahara tutkun her sabah doğan güneştim ben ölüp,ölüp dirilenim saçım başım kördüğüm iklimim başka!! vadettiğim bir milyon kelimem adına,ben buyum!!.. gözlerimiz dağ güzelliğinde sesimiz parlak nehirler çağrıştırsa da içimdeki iki şehir hep sessiz ve firari herşey bir yana ray boyu düşünür tren uzunluğunca şiirler,mektuplar yazarsın göğe öyle durup dururken değil,hani sırf serin rüzgarlar estirdi diye saçlarımıza yahut da gülüşünde yakamoza kesmiş tarla kuşunu boynundan öpmek için bir ses,bir kıpırtı beklersin herşey kent gibi sessizliğe bürünür üstünden derin yalnızlıklar dökülür alıp başını gitsen de en çok mevsimlerin şakaklarına kır düşer bu anda Kar taneciklerini görünce sevinememek bir duygunun eksilmesiydi giderken,ardında bıraktığın bir şehri üzünçlü görmek de böylesi bir eksikliği hissettiriyor içimde yaşamak ve sevinç hüzünden daha fazla cesaret gerektiriyordu sanırım zamana teslim olmamak bir ısrar işidir Saydamsu peki senin zamana dair bir lüksün olacak mı? neden mi? geçmiş ve gelecek bütün cumartesilerim ve şarkılarım ve kelimelerim hep senin içindi |
çok güzel.