Küskünlüğüm bile Şeker benim
biraz sükûnetin var mı
benim kırlarım bir uçurumdan atladı günlerdir sensiz de kaldım keder bıkar oldu benden yeterince rahatsızlık verdim hüzünlerime en mat yerinden renklerim dökülüyor azalmış parlaklığım tuz mevsiminde buruşmuş içimdeki kadın bedenimde unutmuş çölünü dudaklarım anlamsızlık tadında biraz esinti yolla bilmediğim tüm dillerle gelsin rüzgâr ya da okkalı bir küfürle susayım ıssız bir gölet gibi bakıyor gözlerim iki saat evvel son nilüferi de yedim kavgam bile çiçekli benim hırçınlaşmış uykusuzluğum suratım beş karış ağla derim ağlamaz putlaşmış kadınlığım kısmen delikanlı, kısmen şarap sessizliğim bana şarkılar söyle aşktan bahsetme, eski bir şiir kadar yorgunsun sen de düşlerin birinde karşılaşalım tarihi geçmiş gündüzlere, çocukluğa gidelim uçurtmam bulutlara değmeyeli çok vakit oldu bisiklete binmeyeli de kimse duymasın dizlerim artık ağrıyor hiç bilmediğim yerlerde yaşlanmak iştiyorum mümkün olduğunca çocukmuşuz gibi yapalım aç kapıyı bezirgan başı anısıdır ilk gençlik elbette sinemaya da gidelim elbette tutarsın ellerimi belki usulca öpersin beni ya da yanyana susalım konuşamıyor onlar desinler, anlaşamıyor desinler oldukça yalındır, kusursuzca zehirdir aşkımız rakının beyazına içmeden karışan dokunmadan sevişen unutturan acıları öyle hoş sohbetiz ki biz varsın duymasınlar yasalarca susturulmuş insanlar içindir tüm bu felsefeler mazi yeterince anlatmıştır yetimliğimiz düzenden varsın bilmesinler bizim sessizliğimiz, merhametimiz... |
böylesi bir şiire girmek, yolumuzu değiştirir bazen,
yüreğimizi tamda henüz niyetlendiği bir uçurumdan geri çağırır,
insan bazen bir sebep onu geriçağırsın ister,
sebebim oldu