Genç kadıneski zehir zemberek günlerin içinden geçtim gözleri seğirdi o genç kadının boğazındakı yumruyu parçaladı solucanları kuruttu güneşte söktü ektiği patatesleri yarım çuval etti yarım çuval da düş ekledi üstüne tümlendi çeşmenin ilersine çocukları işettiler yanında oturdular işenen yerin yemenilerini çeldiler arkaya, yüzlerini açtılar yüzlerinde makyaj izi gibi koca izleri neler duymadı evlerin duvarları ne küfürlerle çarpıldı kapılar çocuklar büzüldü bir köşede yarınlarından ürkerek sokaklara koştular. kediyi bile boğdu erkeğin sesi başı televizyon antenlerine değdi bütün düzen ona idi caddeler kahveler eğlence yerleri kadın kımıldatılmadı durduğu yerde fasulyeler sulanacaktı arka bahçede gözlerinin altında dünden kalma morluklar makyaj yaptı genç kadın hiç yapmadığı kadar bütün acıları boyadı silemedi çeyiz sandığına kilitledi yarınları şimdilik yetinmeliydi çiçek açmasıyla fasulyenin daha büyümemişti bebek, anne demedi okula gitmedi, öğretmen olmadı yetinmek gerekti, bahçedeki leylağın kokusuyla ve arada bir yazılan sevgi şiirleriyle birgün sabahlar güzel olurdu belki bu günler ölürdü birgün şarkılar söyledi acıları defederek sokağa yalnız sesi yanındaydı bir de yüreğini ısıtan çacukları besteler yazdı aklına boğazına düğümlenen mutsuzluklardan söyledi akan çay suyuna, söğütlere şarkısını başka duyan olmadı Tanrı’dan başka belki kabul olurdu duaları kimbilir.. 8. 3. 2013 / Nazik Gülünay Bütün kadınların "Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun" |