Katran ve Militan
Katran ve Militan
gözleri silâhlanmaya hazır bir militandı o onu bilmediğim bütün acılar gibi sevdim onu yassı kuyular gibi eğdim içimde kapısızlığıyla dağlara açtım onu. elinde çıban çıkınca dağ üşürdü gülüşürdü atların saygıları salınırdı çoban türkülerinde gam arttırılınca yenirdi vicdân ve ses ona uzattığım bir ırmaktı çitilenmeye kararlı kalp en azından. çıksın içinden üşümeler geçen pencere önü kadınları masumluğunu demleyip getiren akşamüstleri hiç üşenmeden ölümün dürtüsünde çocuk emziren – gelsin bilincini açsın göğün alkış kuşları salındı salınacak… tutmayan bu kez tutmadığımı görsün kaçıştığımdan köprülerden atlayıp atlayıp – bu da bir şeydi yüzümcecik, acıya rahle, kutsalım… (kirlendi susuşum ötüşümle birleşip mezarımda ölüm tarihimi seçemediler ölmediğim günü belirlemekle uğraşıyor beni öldürenler…) kıvrılıyorum içimin haber alamadığım yanına oracıkta başlıyorum bitişmenin gevezeliğine onu içerliyorum dışarısında kaldığımca o sisi çay gibi içerdi karşımda beni yok şehirlere atardı küsülmedik dünyam kalmamıştı saçlarına kadar ihanet kokardı kanımı çitiler asardı gözlerimi silmeye hazır bir militandı. O içinde olduğum her evi yakmak gibi bir savaştı. Payanda |
okuyup ayrılırsınız sayfadan
.