Fa Tanta
Fa Tanta
Ben ki uyanıklık sezdim Dağ kopartılışı gibi bir kadından Kızdım varsa gökten Yoksa topraktan nemlendi bakışım İnsanlar çiçektiler, sonrası Sorma, bir eve sığmaz oldu Kandan ipler dizdim As sonsuza uzayan çamaşırlarını Yakın zaman diye inandılar Güneşin yankıyla suya batışını -Ki kafestir insana dünya. Velleyli izâ yağşa. Zannetmekten rüya oldum sanrına Bir dirilik ezberledim gözlerinde Yeniden ölmek için, yeniden Yaşadım diyebilmek için Kimsenin mezarı kalmadı yatıya Uçuştu perdeleri korkuya açılan pencerelerde Ben ki: Baykuş, Sarı bir intihar notuyum gecede Sarhoşluktan düştüm avlusuna kahrın Kızılcık tanısıyla tuttular nöbetimi Elleri yalnız aşka çalışan Alışmaktan başka bir yanlışa Denenmemiş sözcüklerle bir başıma Çalındı gölgemdeki yansıma. Ben ki kumral bilirdim Acıdan kalkan şafağı Otları izledi gür tınısıyla Renklerin özrü saydam lâmba Yücesin: erit gözlerimi Yeniden doğuramaz kimse Kalbi yolluk, taşkın bir sevgiyi. Payanda / Süje Dergisi’nde yayınlanmıştır. |