(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
IRA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
IRA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ne diyebilirim ne büyük emekti ve ne güzel bir şiirdi... fazlasıyla seçkiyi hakketmiş... yürekten kutlarım değerli şair her daim saygım sevgimle... İşlerimin yoğunluğundan bu hafta çok girememiştim siteye geçikmişlik için ayrıca özür dilerim....
Üstadım, herkes her şeyi demiş. Bana diyecek laf kalmamış, lafgüzarlığa da gerek yok. Tek kelimeyle "Muhteşem" olmuş, yani ne diyeyim, gurur duydum ya, zevkle okudum, hayranlıkla okudum. Ellerin, yüreğin dert görmesin emi.
Hocam göründüğü üzere zor olan bir şiir tekniğini konuşturmuşsunuz, lakin ben yine bana neler anlattığına, neler kattığına bakıyorum.Yorum yapma adetim olmamasına rağmen şu kıtayı ezberledim. Derslerimde kullanacağım - Taç edip ölümü birazcık büzül Üzül yaptığından, günâhtan süzül Süz ülkünden kibri, yapma tenezzül Zülden uzak duran akla değer biç.
Yerini bulmuş, çok güzel bir emek ürünü... Anlatımı zedelemeden mısraları "katarlamak" ayrı bir güzellik, ayrı bir meziyet. Yürekten kutluyorum hocam. Tebrikler. Saygıyla...
Şiir duygudur emektir yürek gücüdür hoşgörüdür sevcanlıktır Özlemleri anlatamadıklarının dilidir imzanı atmışsın Güne düşen güzel şiirini yürekden kutluyorum güzel insan Her dem sevgim ve saygımdasın ablam...
Burada kılı kırk yarmışsınız.Sinekten yağ, bakraçtan kalay çalmışsınız. Ben de o neşterden yok ki. Hele biraz ders çalışayım. Yeni de bir fırın açılmış oradanda 40 gün ekmek alayım :)) Sağolun tekrar tebrikler..
Sabah işe giderken okudum şiirinizi.Epey bir sayfada tuttu beni..Hece ye yeni merak sardığım için ilk kez böyle cinaslı zincirbent şiiri gördüm yada yeni fark ettim.Çok ta beğendim.Kutlarım...
Güzel şiirinizin güne gelmesini bekliyordum. Çok güzeldi gerçekten. Bir gün tekrar yazmaya başlarsam bende yazacağım böyle şiir :) şaka bir yana yerine yakıştı üstad saygılar.
Ziya kardeşimi bu başarısından dolayı kutluyorum. Yine göstermiş şairliğini. Zincirbent tamam da Cinas konusu biraz eksik kalmış gibi. Özellikle 2. ve 3. mısralar arasındaki cinas geçişleri amacından uzak. Cinas kelimenin tamamının farklı anlamlarda kullanılmasıdır. Ancak pek çok yerde kelimenin bir bölümü cinas niyetine kullanılmış. Diğer bölümü sonraki sözcükten alınmış. Yine de Cinas niyetiyle yazılmış ya o yeter. Allah niyetini kabul eylesin:)) Sevgi ve selamlarımla...
hecenin bir farklı güzelliği mutlaka kendisine has bir tatlılığı var unutmamak unutturmamak lazım ve de öyle yapmışsınız günün şiirini ve şairini kutluyorum selamlar
Islııııııııkkkkkkk :) vay be daha neler göreceğiz bakalım :) Ayıptır ya, ben ayaksız tek mısra yazamazken, sen tut başını, sonunu, ortasını birbirine bağla... İlhamın bize neden uğramadığı belli oluyor :)
Bozulmasın sakın ruhunda ıra Ira kötülerden, olmadan çok geç. Geç git bakma geri, gerçeği ara Ara verme, göğsün dürüstlüğe aç.
selamünaleyküm Cinas genelde sesleri boğuyor. Sanat yapacağız diye okunması zor kafiye aynılıkları çıkıyor.
Fakat bu zincir cinası almış götürmüş. Ne kar dinliyor, ne tipi.
İşin açığı Şiirin başlığı “Ira” olmasaydı 1. mısranın sonundaki iki hece sanat yapmak için oraya alınmış der okumazdım.
Bir başlığa bak, bir 1. mısra sonundaki kelimeye sonra 2. mısra başındaki kelimeye. Şiir insanı kendine mıktanıs gibi çekiyor.
Nedir bu “ıra” TDK’da “karakter”miş. Google’da IRA, ingiltrenin başını bir hayli ağrıtan oluşum. Politik siyasi bir romanda bu örgütün çekirdeklerini İngilizlerin ortadoğudaki faaliyetlerine karşılık olsun diye Osmanlı istihbaratının attığını okumuştum.-Süleyman Askeri bey-aklımda kaldığınca-. Ne kadar doğru bilemem. Fakat şu bir gerçek ki, güçlü devletlerin başını ağrıtan bir örgüt, diğer güçlü devletlerce desteklenmediği sürece güdük kalır. IRA da güdük kalmadı epey.
Genel anlamda “Hece” imla’ya benden değil gözüyle bakıyor. Yine de kimi mana ayrtıntıları bazı yerlerde de imlayı gerekli kılıyor.
Bu nedenle 1.-2. ve 3. mısrada imlaya gerek yoktu bence. 3. mısra için “geç git bakma geri” deyince nefes duruyor doğal olarak. Sonra nefes alıyorsun ve okumaya devam ediyorsun. 4. mısra ise, bana virgül gerek demiş ve virgülü de almış. Sondaki noktaya da gerek yoktu.
4. mısra için “göğsün dürüstlüğe aç”. burası “göğsünü” olacaktı. –ü belirtme çekim ekinin eksikliği manada hissedilmese de okuyuşta hissediliyor.
Şimdi coğrafi özelliklere göre ses seçimleri dersem nasıl anlaşılır bilmiyorum.
1. mısraya baksanıza bir tanecik ince ses yok.
“Çepni” boyunun hakim olduğu bir bölge oralar diye biliyorum. Zati Bozkır zorluğunun yanına bir de Karadeniz dağlarının zorluğu eklenince insanlar doğal olarak “zor”a meydan okuyan bir karakterde oluyor. Tabiî ki bu anlık asırlık değil. En az 3-4 asırda oluşabilecek ve insanları etkileyebilecek çevre. Sorgulamaları, irdelemeleri, selamları bile kesin, net…Fakat Osmanlı tüm boyları birbirinden ayırdığı, birbirlerinden uzak diyarlarda iskan ettiği için günümüzde Oğuz boylarının dağılımı homejenlikten çıkmış. Dadaloğlu’nun sesini Eskişehir’ den duymak zor değil artık.selam olsun afşaroğlu hocama.
“Ruh” ve “karakter” bir de bu kıtanın tasavvufi boyutuna yelken açarsak… geri gelemeyebiliriz.
Son derece açık ve net ifadelerle örülmüş manasıyla ve cinasların zincirbent dedikleri şekilde birbirini anlamsal ikilem yoluyla mısrasal olarak desteklemesi okunuşa ayrı bir haz vermiş. Mananın hazzı dedik ya, yelken aç deryaya geri gelmeyi düşünme.
Aç gezersin şerle kalayım dersen Der’sen hakikâti murada ersen Er’sen, erliğinle doğruyu görsen Gör, sen boş heybeni, ömür bir kapkaç.
Kesme işaretleriyle dermek fiilinin ve erliğin manasının daha güzel okuyucuya aktarılmak istenmiş olsa da kesme işaretlerine gerek yoktu.
Burada şuna değinmek de gerekir. Kimilerinin hep dedikleri gibi, kimi zaman ne anlatmak istediği şaire kalsın. Biraz kapalı olsun mana…. Katılmak mümkün değil. Yahu ne çektiysek kapalı olmaktan çektik. “Sır” dedik her şeyimiz sırlarla örüldü. Zati kapalı olsa da, açık olsa da mana başlı başına bir sır. Düzgün kelimeleri ele aldın mı şiir şiir oluyor şekil a: IRA
bir de diyor ki şair: daha düzgün kafiyeler-kelimeler-imgeler bulsaydım gibi...
genel olarak şöyle diyebiliriz miyiz.. demek ki şiirimizde şaheser diyebileceğimiz eserlerin çok çok nadir çıkması acelecilikten.
2. ve 4. mısradaki virgüller ince işçiliğin tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. Durakların ve nefesin yetmediği yerde imla ben gerekliyim dediği kıta örneklerinden biri.
(“çekirge” bu şiiri iyi irdele. Çok şey bulursun. Selam ve dua ile.)
Kaç kere ağladım, demiştin dün ya Dünya çilesini gözle gördün ya ’Ya’larla önüne duvar ördün ya Ya yıkarsın ya da gezersin muhtaç.
Bir virgül insanı bu kadar mı zorlar ya, işte sırf bu yüzden sevemiyorum imlayı. Ah keşke Türkçe öğretmeni olsaydık.
Ehline soralım: “kaç kere ağladım” dan sonraki virgül olmalı mı bu kıtada. Yoksa “demiştin dün ya” dedikten sonra başka bir imla işareti mi koymalı. …………………… : iki nokta koysak… … .. …. gezersn muhtaç . nokta
Veya ya’lardan sonra … üç nokta mı koymalı.
Ya da hiç imla kullanmasak olur mu?
ya da imlayı da duyhu, his, teknik vb belirtmeleri için hepten kuralsız olarak eser sahiplerine mi bıraksak.. sadece imla anayasası hazırılayıp kısa birkaç maddeyle.
Bu kıtadaki mananın bana dediği gibi: “gezersin muhtaç” der gibiyim kendime. Topu topu 10-12 adet imla işareti vardır belki de ve tam olarak öğrenemedik yıllardır.
Harkülade bir dörtlük ben imlalarla girdiğim için imla konusuna yordum manayı. Okuyan hangi manaya yorarsa 4. mısranın sonucuna ulaşılır. Ya yıkarsın herhangi bir tabuyu, kendine göre kurarsın ve halk da bunu kabul eyler. Ya da üstat ararsın, veli-şeyh ararsın. Paşa-komutan arasın vb… Aşka da yorarsın, boğaz telaşına da, çaresizliğe de…
Taç edip ölümü birazcık büzül Üzül yaptığından, günâhtan süzül Süz ülkünden kibri, yapma tenezzül Zülden uzak duran akla değer biç.
Biçare düşüyor, aksi olan tez Tez sıyrıl geceden aydınlıkta gez Gezin yürek olsun arpacığı göz Gözü coşkun akan pınarlardan iç.
İç çekme, gerçeğin ucundan asıl Asıl olan budur, uğraş velhasıl Hasıl olmaz vebal bilirsen usul Usul usul, dünya alır kuldan öç.
Vaktim olsa da şu son 3 kıtanın tasavvufi boyutuna yelken açsam. Yazdıkça yazsam Yazdıkça yazsam… tükenene kadar. Maalesef.. Sanatın manayla buluştuğu ve yoğrulduğu. Taş mihrapların ezanla yankılandığı derin bir şiirdi.
Kaleme ve gönlüne ve sesine En kalbi selamlarımızla.
teşekkür ederim suat bey. kaldığım yerden kendimce tasavvufi boyutunu ele almaya çalıştım. yarım kalmasın. selam ve dua ile.
**************** Taç edip ölümü birazcık büzül : Yokluğa sultan olmaya koşmaktır. Bir defa var olduysan yok alamazsın. Var olman senin elinde değildi yok olman da öyle. O zaman kıvran bütün acılarınla. Çaresizsin.
Süz ülkünden kibri, yapma tenezzül: Gözyaşı bir yandan da kibri süzer. Damla damla süzülen insan damla damla da kıymetini anlar. Bu yüzden de arınan insan hiçbir zaman edep dairesinin dışına çıkıp kendini kıymetsizlikle anlamlandırmaz.
Zülden uzak duran akla değer biç: Akıl kalpten sonra gelir. Ve akıl düşmenin değil daima tuzaktan kurtulmanın yollarını arar.
Taç edip ölümü birazcık büzül Üzül yaptığından, günâhtan süzül Süz ülkünden kibri, yapma tenezzül Zülden uzak duran akla değer biç.
**************************
Biçare düşüyor, aksi olan tez Tez sıyrıl geceden aydınlıkta gez Gezin yürek olsun arpacığı göz Gözü coşkun akan pınarlardan iç.
Biçare düşüyor, aksi olan tez: Firavunun ve Nemrudun teklit etsen de yine de acizsin. Dünyaya hükmetsen ne, kendine hükmedemedikten sonra.
Tez sıyrıl geceden aydınlıkta gez: kendine dön, kibirlenme, daha vaktin varken karanlığından kurtul. Karanlıktan kurtulanın sermeyesi aydınlıktır. Aydınlığı aydınlığınla gez.
Gezin yürek olsun arpacığı göz: Korkma , görmesini bil ki ayırabilesin. Sakın ola yanlış düşünüp yanlış hedefe yönelme. Dünyayı ıskalama. Dünyadan korkma.
Gözü coşkun akan pınarlardan iç: Ayırdıysan doğruyu yanlışı, var içinin yangınını abıhayat sularıyla serinlet.
İç çekme, gerçeğin ucundan asıl Asıl olan budur, uğraş velhasıl Hasıl olmaz vebal bilirsen usul Usul usul, dünya alır kuldan öç.
İç çekme, gerçeğin ucundan asıl: Düşünüp umutsuzluğa kapılma. Kendin kaptırma el rüzgarlarına. Özenme başkaya. Yusuf’un ipine tutun.
Asıl olan budur, uğraş velhasıl: asl olan ipten tutunduysan artık kuyudan çıkmak için uğraş ver.
Son iki mısra… mananın akışına bent oldu. Problem var. “Hasıl olmaz vebal bilirsen usul” ve de “dünya alır kuldan öç” akıntıya karşı kulaç atıyor gibi geldi bana.
Son iki mısrada artık kurtuluş reçetesini almalıydı eline gönül. Bu haldeyken dünya düşmanının öcünden bahsediliyor. Oysa hem dünya, hem ahiret odaklı korku ve ümit eksenine yönlendirmeliydi.
Belki de son iki mısrayı “oku”mayı bilemedim. bilemiyorum.
''Keser isen kendi suçun, dilemem yaralan da Yâr alanda dikkat etsin belâ var dar alanda Daralanda fırlatmasın istemem paralan da Paralan da bir iş becer, ver bize bir eseri ,, ----------------------------------------------- "cinaslı zincirbent"
Daha güzeli olur muydu?! Belki amma;
Sizin, çok hak ettiğiniz seçkilerinizle güne damgasını vuran şiirinizi çok beğendiğimi söylemeliyim... Evet, bir eser niteliğindeki muhteşeme imza atmışsınız. Efendim, çok takdirlerimle...
güzel bir eser husule gelmiş örnek bir çalışma olmuş ve emeğinize değmiş efendim çok güzeldi üstad kaleminize yüreğinize sağlık. saygılar, muhabbetler...
Şiir ilham ve duyuş kadar; emek, gayret, bilgi de ister diyorsanız ve sözü fazla sanata boğmadan sanatkârane söylemek gerek diyorsanız haklısınız demektir ve siz Şiirlerin Ziyası Kardeşimin bu çabalarını benim gibi alkışlarsınız... Güzeldi.. Tamam zincirbent ve cinas güzeldi. Cinasın, zincirin çok daha değişik tarzlarını süper bir şekilde denemeye devam edeceğine inanıyorum. * Tebrikler... Teşekkürler...
Bugün yine güne düşenlerin güne sıkça geldiklerini gördüm. Size değil şikâyetim aslında, kim duyması gerekiyorsa onlara. Bazı şiirleri, sözgelimi benim şiirlerimi her zaman görmezden gelyorlar. Diliyorum bu sayfayı kuması gerkenler de okur. Gerçekten çok kızgınım..
Sitede yayımlanan şiirlerin tümünü okumadığım için, sizinki güne düşmeye en değer şiir miydi bilmiyorum.
Benim ille güne geliyim diye bir kaygım yok. Yoksa daha özene bezene yazardım. Benin şiirimin güne düşmesinin ardından da neredeyse dört buçuk ay geçmiş. Altı ayı tamamlalar güne düşürmek için. Yani Nisan atına bakabilirsiniz.
Benim demek istediğim yapılan haksızlık. adaletsizliğe ve haksızlığa tahammülüm yok.Bütün şiirleri okumak zorunluğum yok..
Ben seçici kurulda değilim ve kimler var çok merak ediyorum.Dürüstçe kendilerini göstermelerini isterdim.Benim de beğendiğim değil de hiç beklemediğim bir şiirimi üne düşürüyorlar. Bu seçici kurul hep aynı kişilerle sürmemeli, sürekli değişmeli.
emek var. yürek var. zeka var. bilgi var. ben hoca seçerken boş seçmiyorum galiba ben hoca seçmeyi biliyorum ya. ben artık yazmıyorum hocam. bir müddet yazmayacağım. lakin sürekli sayfandayım. talebeliğe devamsızlık yapmayacağım. eyvallah...
YAZGI24 tarafından 2/27/2013 10:43:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
sen, afet abla, yasemen akyürek, sefik tiryaki, müjgan akyüz, mustafa çetiner, oflu hoca, faruk atlı,erdemoğlu, tekiroğlu, ekrem yalbuz, ... sizler yazacaksınız hocam sizlere artık bu vazife. çünkü bizler sizlerin şiirlerini bekliyoruz. acaba bu gün ne yazdılar, ne öğrenebiliriz diye. siz bizim bir önceki ve bir sonraki sayfamızsınız. o nedenle size küsmek hakkı yok. bizimkilerde küsme değilde, kaba naz diyelim. selamlar. eyvallah...
olmaz. burada kimlere hoca deniyor. ki sen ve bir kaç kalem bu işi her yönüyle yapansınız. ve benim hocamsınız. ismi lazım değil, hoca diye müracat ettiğim bir zat bir başkasına onu 3 saat hece çalıştırdım demiş. telefonda 3 saat anlattım demiş. ben ona bile hocam diyorum ki, sen elbette hocamsın. her daim bu böyle olacak.
olmaz. burada kimlere hoca deniyor. ki sen ve bir kaç kalem bu işi her yönüyle yapansınız. ve benim hocamsınız. ismi lazım değil, hoca diye müracat ettiğim bir zat bir başkasına onu 3 saat hece çalıştırdım demiş. telefonda 3 saat anlattım demiş. ben ona bile hocam diyorum ki, sen elbette hocamsın. her daim bu böyle olacak.