Kimin elleri düzeltir bu dünyayı?
bedenimle durduğum bu dünyanın
bedenler arasıdan geçen bir yolu var da sahi kimin elleri bu kadar yumuşak? savrulan bütün infazları sokaklardan toplayarak bir kesenin içine hayatı yaşanır hale getiren yürüten sonra belirsizliğin karanlık ve duyumsuz yasalarını binaları ve bütün sert köşelerini kentin sözleriyle törpüleyen, düzelten ağır ağır bir sokak köpeğine yaşama sevinci veren bir dilenciye dilenme erinci resmedilmemiş bir manzaraya bu duruşa sadık kalarak sonsuzluğa intikal etme gücü bir ağaca -ki o yapıştırılmıştır dünyaya yapıştırılmış bir yaşamayla hayatı toprakla kökleri arasında- ve ağacın bütün dallarına gökyüzüne ve başka yerlere uzanan güneşin ışıklarından meyveler yontan daracık bu dünyadan kurtulma düşünü bir ödülmüş gibi şimdi kim anlayabilir ki onu? onun toprağı terkederken uğradığı hazin sonunu -ölçüşümsüz bir uzanıştır bu dünyanın bir ucundan hissedilir uyuyan ürkek bir kadının vücudunda gezen gözleri hissetmesi ve bu uykuyu terkederek irkilmesi gibi ağacın da tıpkı kadın gibi sevgiye muhtaç bir teni dünyadan arttırdığı bir serüveni vardır- işte böylece elleriyle uzak yolcunun bedenler aransından çıkardığı bu garip yolun bütün sapaklarına işaretler koyması vardır ki ’gerçek gözüyle görülemez ve düşten öte bilinemez’ bir bilmecedir arkasında bıraktığı |