Saklambaç oynasaydık-1- saklambaç oynadık mı seninle bir yağmur boyu bahçemizde yaramaz çocuklar ezerken kaplumbağayı onların sürüsünü dağıtarak çimenli yoldan o zaman yüzün vardı ayva sarısı tüylerin bıyık yerinde koynuna almamıştın kimseyi çatlak bir sesin vardı ne zaman ki gördük aynada suretimizi savurur olduk aklımızı saçlarla bahar esintisi ekip biçti sevgimizi bir pireye yorganlar yaktık ömürler sattık bir bakışa cebimizde yoktu geri dönüş bileti bir yarım elmaya tav olduk adem ile havva’ydı adımız yılana sokulduk isteyerek yüzü astarı bir değildi şeytanın onun oyunana geldik kimse yakalayamazdı oysa biz istemesek -2- dünya dümdüz bir tepside ve boynuzundaydı sarı öküzün bir tepiklikti an. hayvan değiliz dediler ısrarla deli değiliz çorbanıza tuzu biz kattık süpürdüğümüz yollardan geçtiniz işediniz zamana siz hayvanlar bulmalı kara kavaklı bahçeyi kara duvaklı gelinler büyürdü orda zorlanırlardı el -etek öpsünler ere hizmet etsinler solusunlar içtikleri sigarayı, dünyayı dayak yesinler, ölsünler geri gelmesinler baba evine saklanbaç oynasaydık seninle yakalansaydık birbirimize bir düğüm arifesinde atsaydık yüzüğü imza atmasaydık nikâha ayrı ayrı kişilerle bilemedik be çok küçükmüşüz el kadar 5. 2. 2013 / Nazik Gülünay |
akkefeninen çık o gapıdan
ayakların bunar
başın göl ossun imi Allahım
Allah geçim-dirlik versin amin
derlerdi bir de