A'yla başlayan şiirler 'manzara'
A...
Acımak, içten içe… (- Bir uçurumu tersten düşer gibi) Ağrımak, (-Bir yerlere uzanmanın kimsesizliği, - kalıplı bir yumuşaklık) Şehir mi? Memleket ve mahalleler mi? Hepsi birer orkestra, Soğuk bir platinin olanca rengi, Işıldayan bir akşamüstü, Kahverengi ahşaplarımız... Vişne çürüğü koltuk yüzlerimiz de var ki, Bir nesne gibi alet ediyoruz yaşamaya kendimizi, Aklandık her türlü yalnızlığın kadınlarından... Soluk alıp verirken bir yokuşun başında, Yumuşak elleriyle bir sonbahardı… Tepelerden, Irmaklardan çoğalan bir ilkbahardı, Yeşil bir sessizlikti, doldurdu aramızı Ben ellerinden mevsimleri sayarım Odun parçalarıyla, cam kırıklarıyla mavi bir vapurun beyaz tutamaklarıyla Vurulan bütün kuşlar nasılsa yeşerir bir gün - Biliyorum, duyuyorum bu sessizliği… Yeşerir geç kalmış bir baharın bulutlu yansımaları Ölü gemiler yüzer denizin üstünde, Yola çıkar bütün yolcular… (- “Ol”masının yükü gibi) Yolcu edilir birler, ikiler ve ondalıklı sayılar Tarih kitapları toplatılır, Silinir bir umudun nasıl büyüdüğü Tekrar dağıtılır da hiç yaşanmamış gibi - Sahi gören yok mu? Açın pencereleri o zaman, kapıları boyayın pürüzlü bir duvarın mavi desenine Nasılsa bütün odaların içi Mahkum etmesi değil midir bir odanın kendi kendisini? Zamanın faturası onlara kesilir işte, Küsmeyi bilemeyip, kendini vuran atlar. Ölü hayvanlar, küçük aşkları hatırlatır ansızın... Bütün yedilere üç ekleyerek tamamlayan İkilere sekiz, beşlere beş… Sarı sarı bir yaz dökülür gökyüzünden Sıcak damlalar halinde dökülür, Edepsiz bir güneş sağaltır yaralarımızı, düzeltir kırışık denizleri, Yarın olur, yeni bir umut karılır, Sıradan bir hayat nefes alınır burun deliklerine. |