Bir şiir
bir şiir vardı dilimin ucunda
bulaşıkları kaldırırken kendime söylediğim yıkanıp geçti başımın üstünden yağmurda uçamayan bir kuş gibi gagaladı da yüreğimi ölme dedi öldü çok aradım diriyken mezara gömenimi akşam evlerine dönerken eşler kucak dolusu yorgunluğu eve taşırken yüzlerini gazeteyle örterek yerde yatan ölü gibi nasıl aradım bu cansız adamları kitaplarının arasına gül olup girdim yüzleri değmedi eğildikleri suya okumadıkları kitaplarda gereksiz bir sürü sayfa gibi yittim aralarında adım silindi şiirlerinden bir sokağın en görünür yerinde açardım çadırımı çocuktum ardından koşmayı bilmezdimki gölgemin ölü gölgelere can vererek tanıdık cümleler kurardım kekeleyerek bir öcü sokardı annem onlarla aramıza tüyle bile dokunamazdım onlar şiir değildi kalemime takılıp geçerlerdi kapımın önünden izlerdim sadece bir film izler gibi doğmayan sözcüklerle bakışırlardı köşedeki terzi oğlanlar sözde beni kayırırdı gölgemdeki tozumu insanların gözüne savururdu zamansız esintiler şiir değildi yazdığım yerini bulmayan gereksiz sözcükler bir mektup yazardım karanlıkta parlayan ıslığına.. 31. 1. 2013 / Nazik Gülünay |
saygı ve selamlarımla