barış barış barış
ne zor oluyor bazen
yol açmak kendi evine belediyenin unuttuğu çukurlar engel değil aslında yağmurun içime işlemesine yarın kar örter bütün kusurlarını nasılsa unutturur ezberlediğimiz taşların yerini özenle basıp geçtiğimiz çamurun dibini bulur ayaklarımız neyse düşman çizmeleri değil Türk yurdunda umarsız çiğnediğimiz topraklar çamur çökekte olsa bizim eller kara çamura gark’olsa da umutlar bir yol buluruz evin giriş kapısına seni de unuturum bu arada bir muhabbet kuşu kalır konuştuğum şaşkın benim aşkım çok şükür Allah öpücük öpücük öpücük muck! muck! günüm asılır kapı anahtarına hayli kalabalık ve aynı oranda çok sesli bir gün kardeşimle beni karıştırır alt komşum hâlâ O ben değilim, burada oturan der kardeşim -nasıl benziyorsunuz birbirinize -kusura bakma özür dilerim -karıştırdım ikinizi ayrı evlere gireriz kardeşte olsak bir yatakta büyüsek bile ayrı sorunlarla çeviririz kapımızın anahtarını ikimizin de penceresi gelecek umutlara gebe mi derken muhabbet kuşu tel kafeste kayda geçmiş ezber sözler -cici kuş cici kuş cici kuş -çok şükür Allah barış barış barış! dışarı uçsa ayakları batmaz çamura yol aramaz düz yolda nereye konar ama alışkın omzumuzdan öpücük vermeye -öpücük öpücük öpücük, muck! 29. 1. 2013 / Nazik Gülünay |
içten geldiği gibi
gönlünüze bereket
sağlıcakla