Meze niyetineayak seslerim beni geçti geride kaldı gölgemin sesi görünmez olmuştu içinde güneşin bir sürü sivrisinek geçti içinden tutsak alarak mavi görüntüleri dağların sisli yamaçlarından gördüğüm aşağılarda kırılarak akan nehirde nereye aktıysa çer- çöpler başka bir şey değildi görüntüsünden ne aradık uyukladığımız sözlerin içinde yarın biri çıkıp yalan diyecekti nasılsa kim yazarki elleriyle beyninin son turunu özenle sarılıp dizinin üstünde bir tütün gibi içilmez hem beyaz bir bulut olmalıydım çekilip, arkada bırakmalıydım önüme düşmeyen güneşi yemek pahasına kendimi oturmamalıydım masalarına beklememeliydim garsonu ilk kadehte sevgiyi vuracak sorgulayan bakışlarla olmadı işte kardeşim diyemedi ellerimi bulmayan elleri sıkı sıkı kavradım kalemi kavramadı adaleti bir tarafa eğikti, adalet terazisi hukuk öldü dava ölmedi.. hem meyhanede değilim ki meze niyetine yenilsin, düşler bile 27. 1. 2013 / Nazik Gülünay |