...




göğsümde bedbaht bir ağrı usta’m
...hınzır kelebekleri kovalayan kalbim
şimdi bir hastanenin karantinaya çekilmiş ranzası
pencerelerde örümcek örgüleri
küfürler ütülüyorum dalgınlıklarımla
gözlerimde cehennem topları
onlar da kirpiklerimden su toplamakta
işte ne kadar açılabilirse iki nehrin suyuyla
kırgınlıklar
nabzımda isyankar bir alınganlık
avuçlarımda sabrın pası










ruhum acıyor usta
ve bir ruhtan ne kadar gözükebilir ısırıklar
artık yok etmeli, etrafıma saçılmış prospektüsleri
kim tekme yese nazik yerine
yan etkilerini benden sorduğu bir ilaçtım
biliyor musun kimse
endikasyonlarını okumaz
sonra da bütün suçu sana bağlarlar bir kapsülmüşsün gibi
ya yanlış içtim olursun
ya da fazla aldım
tarihi geçmişliği saymıyorum bile




sevmek...
ne yabancı bir kelime usta
keşke hiç bir sevgi bir sevişmenin mahsülü olmasaydı
*insanoğlu* yani
ben yalandan başka birinin koynunda uyumadım
bu yüzden duyduğum tek şarkı
yılanların sessizliği







bilirsin
kedi gibi uysal(d)ım
hüznümden içre
benim tek asi yanım anarşist şiirlerim
çünkü sevdiğim bütün adamlara zarifçe söylenmekteydim
en çok da ihanetlerine
ama hiç anadilimi kirletmedim








yoruldum usta’m
yağmurlu bir gün seç takvimden bulutların saçaklarında buzlar
üzerimde ekoseli yakası kürklü mantom annemin diktiği
...bir de ponponlu beyaz şapkam
ve sıkışmış bir kavanozu açar gibi çöz çocukluğumu
kırmızı rugan papuçlarım özgürce koşsun ıslak çimlerde
... içinde yedi yaşım


sal sonra göğe beni bir uçurumdan
(bırak elimi)
babamın ceplerinde kaldı bütün şımarmalarım...





de_soulmate