Yavaşca Unutuluyoruz
sessizlik yayılıyor
bu ıssızlık benim mevsimim epeydir sözlerim ayışığına küs şimdi ruhumu satarım yakamoz kokusuna bana bakıp ayıplama senin de utancın yıpranan çölün, gerçekle yüzleşti mi kaçacak yeri yok tozların hatıralara yetmez kilitli çekmeceler inadımız, bir işcinin sırtındaki yükü taşıma direnci yürekte, gelmeyen bir baharın bebekliği karabasanların soğuk soluğu şafak herkese eşit uzaklıkta dostum ömrün, ölümcül ışığı ne yaşa bakar ne bayrağa sen rayların üzerinde yürürsün ben dans ede ede ruhta kurumaz ter saçlarım uzarken canım yanıyor sakalların beton gibi gördün mü hüzünlenmek durmadan hüzünlenmek bir nehir gibi durmadan hüzünlenmek hüzünlenmekle kalmayıp yenilgi kir, pas yalanları bahardan evvel vurdu ayaz kızdıysan okuma yarım bırak bu şiiri kaç şiir düştü alnımızın ortasına ömrün tufanını kopardık mı ya da aşkın fanatiğiyiz uzakların ve uçurumların sen ve ben uykuların alt yazısız rüyalarıyız dostum düş’müşüz bir sirke, kaç cambaz sevişirse o kadar inat ve hayat sarı hazanın, kara merhabası hatırladın mı gülümsemiştim ne güzeldim sabahları gamzeler düşünce gözlerime, kuşlar kanatlanırdı kentimde yarın tüm melekler bizden bahsedecek çokca hakedilmiş bir aşkın ... anlatamıyorum cümle yarım kalıyor dudaklarımın ucunda olanı algılasaydık felaketten kurtarırdı özveri birbirimize yakın durmak Tanrıdan uzaklaşmamaktı yitirdiğimiz asla bulduğumuz değildi atılmışı almak, oynamak, kurcalamak, sıkılmak, bırakmak bırakalım eksik kalsın eski çocuklar da düşer, elim sende mi biri ağlarken biri susar öteki tınmaz beriki bin yıllık acıya kurşun sıkar kral asi ve bilge tarihten hiç eksilmedi ki serseri bir gemiye binmiş gidiyoruz sonu gelmez cenklerin kahramanlığına ruhları birbiri ardına diziyor Tanrı şaka yaptım diyor,biz ölünce... |