ATEŞgöz kırpar uzaktan bir yıldız gibi çağırır yitiklik, ezikliğine hep geri bırakılmış,geri plânda o bulunmaz maden, su, toprak o şeyhlerin,şıhların güdümünde toprak ağalarının eline bakan yığınlaşan insan masal perileri mi var onların bütün ışıklarını yakacak yoksa gökleri bile yakan iştahları kabartan petrolleri mi? kimin ateşiyle aydınlanır o yerler? kimin gövdelerini çiğneyip dikiyorlar kulelerini bir insan boyu kaç kule eder? bir hayattan daha mı yüksek getirileri, kirli dolarların devrilen ülkeler kadar değil mi bir çocuk ağlaması ve sıra sıra öldürülüp dizilen genç insanlar bir sigara, bir bidon petrol etmez mi ahlar? tapındıkları yıkılasıcalar! döndürün patriotları kan ellerinize haçlı gövdeleriniz kurusun lehebin elleri gibi kurumasın dicle, fırat orada yurt kurmuş insanlar ay görsünler kıyıda sanmasınlar sallanan bayraklar beyaz kan damlıyor ucundan yok etmeye geliyor yine beyaz adamlar sizleri evlerinizden! sayfiye yeri yapmaya büyük kentleri! kim yürütür bu işgalci çizmeleri ülkende? utanmadan gelirler kurtuluş öncesi gibi tam donanımlı füzeleri, silâhlarıyla kumandaları ellerinde ellerini oğuşturur doğu,batı,orta,asya sanırlar ki seyirlik bir orta oyunu çiğner batılı askerler oğullarımızın doğup büyüdüğü kızlarımızın kilim dokuyup,nakış işlediği analarımızın ahlarının sardığı gençlerimizin birnbirine kırdırıldığı kalbimizin titreyerek çarptığı o nazenin yerleri kimin ateşi yanar dağlarda kimin borusu öter ey halkım! kanmayın entellektüel geçinip insanını görmeyene bütün evleri sarmadan ateş! 10. 1. 2013 / Nazik Gülünay |