Geçen zamanla kaybolan yıllarım!
Başımı geriye çevirip arkama baksam!
Acaba, kaybolan yıllarım geri gelir mi? Bir hırçın dere gibi, efkârla çağlayıp, öfkeyle aksam! Kaybolan yıllarım geri gelir mi? Yaşamımız da gençlik, bağrımızda biten bir gül iken! Kurudu gövdem ve dalındaki yapraklar! Baş verdi! Gövdemdeki dikenler! Geçen zamanı durdurmak! Şuan mümkün değilken! Kaybolan, giden yıllarım geri gelir mi? Başimdaki dökülen saçlarım! Ağzımdaki dişlerim! Canlanır gelirse dile! Acaba! Şahidim olur mu çektiğim dert dolu çileler? Gözlerimden akan! Süzülüp akan efkar dolu yaşlar ile... Kaybolan yıllarım geri gelir mi? Sevinçler mutluluk bulutları gibi! Hüzünler ve öfkeler her an patlamaya hazır bir mayın! Zaman geçmişe süngü çekti! Anılar düşman oldu! İş işten geçince! Pişman, olsam da! Kaybolan yıllarım geri gelir mi? Kabus dolu gecelerim uzar, varmaz sabaha... Yaşadığım her olay! Dün gibi daha, İntizar! Ah ile vahlarım! Kaybolan yıllarım geri getirir mi? Olayların çoğu unutturur mu? Derdimin bir kısmını? Dostlarıma, geçmez oldu gönlümün nazı! Sorarım aklıma gelince bazı, bazı... Kaybolan, yok olan yıllarım! Acaba geri gelir mi? Deli gönül! Artık, sen kendi haline, yan! Bu yalan dünya da! Boşa geçen yıllardan başka! Ne geçti eline? Gövdence, zaman da, mazinin akan seline! Kaybolan yıllarım geri gelir mi? Bilmiyorum bundan sonra ne gelir başa? Sonun da ölüm var, bakmıyor, bak yaşa! Aman, adım yazılmadan bir mermer taşa! Acep! Kaybolan yıllarım geri gelir mi? Dinçer Dayı |