DİLENCİ
Seviyordum,
Ve payıma düşen susmaktı. Onurlu bir yalnızlığa yürüyordum sağlam adımlarla; Kelimeler, onursuz bir vuslatı çağırıyordu… Can kırıkları arasında ,çıplak ayakla yürüyordum, Kanıma boyanıyordu ayak bastığım şehirler… Sen, gözümün önünden geçip gidiyordun… Hastalıklı bir aşkın travmasını yaşıyordu şehir, Mezarlar, astım krizine sokuyordu sisli geceleri. Ciğerlerim sökülüyordu, Nefesim,intihar kokuyordu…. * “Seviyor musun?” diye sorardın ya hep, Hiç söyleyemedim gerçeği, “Seviyorum be gülüm” deyip, karşıma alamadım feleği. Akıl, gönlümü infaz etti hep, Hayat, hayale ihtar çekti hep… “Yoruldum” dedim sana kaç kere, Yoruldum…. Yazılmış tüm aşk mavralarına inat, Döküyordum gözyaşımı. Tırnaklarım sökülüyordu; Hissetmiyordum. * Ara sıra duvardaki haritaya bakıyordum; nerdeyim diye… Yerimi yurdumu bulamıyordum…. Hasta yatağımın başucunda, annemin dualı suları serinletiyordu yüzümü, Umudum ıslanıyordu.. Sonra muskalarım vardı; Boynumda sıralı; Güya beladan koruyordu. Ve her uyanışımda, bir yanımın çürüdüğünü görüyordum. Yaralarım mı derinleşiyordu, Yoksa ,her uyku, yeni bir yara mı açıyordu, bilmiyordum… Bilmiyordum, gözümün altındaki morartılar, neden seni özlüyordu. * Çocukluğumu, asit dolu bir kuyuya atıp,ortadan kaybolan, Masum yüzlü, soğuk kanlı bir katildin aslında. Bunu bile bile, morfin niyetine çekiyordum seni damarlarıma. En altın aşk vuruşuyla ölüyordum… Ya da öldüğümü sanıyordum… Sense gülüyordun halime… Acıyarak gülüyordun… * Seni sevdiğimi bal gibi biliyordun da, Sükutuma kızıyordun belki de. Hep kendine çıkarıyordun yolları, Fallar açıyordun avucumdaki çizgilere. Yetinmiyordun, Çekip gidiyordun, her gülümsediğimde… Yahu sen çıkmaza girme diye, Ben kendimi paralıyordum; Dişlerimle, düşlerimi parçalıyordum. * Bu fitili ateşleyen ne sendin ne de ben. Boyun eğdiriyordu bize ,kader denilen. Sen, deliliğe vuruyordun kendini, Ben, illegal betimlemelere… Şimdi ise, ikimizi yazıyorum, iki ayrı hikayeye. Alaycı gülüşünden rubailer, Dalıp gidişlerinden methiyeler damıtıyorum. Dişlerim dudaklarımı kanatmıyor eskisi gibi, Sadece, içleniyorum… Tam on üç Nisan geçti, On üç isyan… Sanırım, ben hala seni seviyorum, Her yağmurdan, birikintisinden, seni dileniyorum. |
sayfanıza tebrikleimi bıraktım.