Kıyam (Sancı)çokça öldüğümü anlatmıştım sana öldükçe her gece bir feza ve bin parça semayla sadece sen anlat öylesine, öylece, içimde çok ölenlerin ruhlarını bana II ruhlar öldürüldü. kabul edilmiş bir yenilginin ezbere okunmuş birkaç sancının ardına ve tüm ölüler şafaktan vazgeçti düşündüğümden de öteye gidiyor bu ufuk bu batı ve bu batık her şey, her kelime, büyük bir açlık ve sadece laleler büyüyor ağaçta tüm bunlar yağmuru ağlatıp sonra büsbütün kaçan bir adamın adımları tüm bu adımlar birazdan parçalanacak fezanın ve tüm bu yollar çokça ölünmüş umutların fay hattı kırıkları ne büyük bir sarsıntı! anlatmıştım sana öldükçe her gece bir fezaydı dünya her gece yeniden ölüyor ve ufuk çok uzakta III anlat bana ve sakın aldanma! yedi iklim bir oluyorsa bir kişinin sırtında tüm ölümler kış mevsiminindir üstelik kıştayız hala. ve kovuluyorum tüm aralık kapılardan ve ateşini yaktığım tüm ocaklar şafak doğmadan kararıyor çığlığım yetişiyor birbirlerine dokunmadan yağan kara. sarılın! çığ olup düşün ölüler, yaşayan ölüler tekrar ölecekse beyazdan olsun bu kıyam ve bunca iç kanama. |
ölmek... sıradan işi olmuş insanın.