Dehşet ancak ölümle başlar...
Sürünerek dolaşır elin
Merdivenlerin soğuk, karanlık parmakları arasında Işık dolu, ılık ve parlak gözlerin Değer akşamın ıssız ve sisli tenine Karşıda donuk donuk yanan pencerelerin Dikkate ant içmiş gibi Büyüyen kirli, nemli gecenin Irzına geçer kara sakallı, pis suratlı bir deli Bir nebze rahatlarsın Gördüklerin yabancı değildir aslında Kuytusunda kanlı parmaklarını yaladığın Dünyaya Yüreğin huzur dolu Başarının mahsen arkasına yaslanmış Yürür geçersin kaldırımlarına Ölü köpekler dadanmış Kara ziftli yollardan O her zamanki buluşma noktasında Ürkek devinimlerle kımıldayan Ilık ve terli gövdelere yapışır İncelir, kaybolur ıslak ve soğuk derin Birden karşında belirginleşen O buğulu siluetlerin Elleriyle okşanır Saçların Her şey yolunda zanedersin Aldanıp Girersin sıkışık Dehlizlerden içeri Işıksız duvarlar arasında varırsın Hazzın doruğuna Sahibi gibi Etrafında kurduğun dünyaya Önce en yakınında duranlar aldatır gönlünü Kıskançlığın ölüm sessizliğine saklanmış Sonra onların çevresindekiler mahkum eder seni Yalanın inanılmaz gücüne Gerçeğe ant içmiş gibi duran gecenin tan yerinde İdam edilirsin Karanlığa gömülür yalnızlığa terk edilmiş Çürük bedenin Ölümle kaybolacak sanırsın Yaşamın sıkıntılı acısı Oysa Asıl hikaye ölümle başlar Birden, sonsuzdan gelip Sonsuza gittiğini hatırlarsın Yaşarken aradığın ölümsüzlüğü Ancak ölümle birlikte yakalarsın Ve vicdanın derin hafızasından Dökülür bir bir günahlar Bilmezsin ama Dehşet ancak ölümle başlar |