(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Merhaba şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Merhaba şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiirin olduğu yerde her güzellik vardır Her güzelliğin olduğu yerde şiir vardır, Yaşam bitmez şiirdir, şiirde hayat vardır Şiiri doğuran aşktır, şiirin anası aşktır. ---- 25.04.1960 - İslahiye
merhaba güzel insan çok teşekkürler desene çarpılacağız kısa oldu diye mi böyle dediniz aşkla kalın hep kurduğunuz düşte bıraktığınız gülüşte kalın
Kardelen
’ içindeki çocukla aynı dili konuşarak büyümektir şiir ‘’ Hasreti isa
düşler canımı acıtan dikenli tarlalardı karanlığa açılıyordu gece tanrının sürgüne gönderdiği iblistim açıkçası önce gölgelerin katiliydim yere çakılmam an meselesiydi aşk ağırdan alıyordu söylediklerimi yüzümde büyüyordu güz sürgünü yaralı yapraklar
aynı filmi defalarca seyretmenin sabrına sığınıyor gözlerim masal çiçeği hep ters tarafa bükerdi boynunu içimde bir kuş tüy dökerdi yollar yalnızlığa döşeli mayın mezarlığıydı avuçlarımda ayak izleri hep sana çıkardı seslerin
kelimelerin içini boşatmada üstüme yok bilirsin
gün gelir acıya da alışır saka kuşu yılanla aynı suyu bölüşür soyun örselenmiş ömrünü bir öyküden öksüz bütün harfleri ayaklandır çek temize kendini beyaz bir şal gibi dökülsün önüne şiir
belki de adın kardelen olur kim bilir
silah seslerinde vurulduğum gün başladı içimdeki kanama uyku sersemi bir pencere açıldı gökyüzünde lâl bir dili dili geçmiş zamanda avutuyordun anlamı kalmadığında hayatın eceldir yaşamak yeni bir masal yazmak için çok geç biliyorum aslında her bozgunda doğrultup öpeceksin kendini şimdi adını anmaya korktuğun aşktır bulutlarda biriken yürek merdivenimin üst basamağında oturan sensin ne gülümsemeyi ne el sallamayı bilirsin bilirsin ki ağaçlar aydınlatır yüzünü gün düşerken gölgenden
unutma sevişirken de acı çekmeyi bilmeli insan
düşlerden önce girme yatağa demiştin son mektubunda sana sürüyerek getirdiğim bedenimi kapının önüne bıraktım ben biraz küldüm sen yağmura dururken yürek aşkla hesaplaşmadan göçüp gidiyor hayattan hep alacaklıydım buna sen de dahilsin herkes içindeki çocuğu kör bir döngüyle avutuyor buna sen dahil değilsin sevgilim
dokunsan dudakların değecek dudaklarıma gerisi gelgitlerin toplamı koca bir uçurum var aramızda kıyısı olmak bile yetermiş denize her dil sağır bir senfoniymiş kendini aşka yazan lirizm kırık taşların yerinden oynamasıymış yüreğimi kanatan düş kırıklarına dokunmakmış hayat avluda yıldızlarla yolları birbirinden ayırmakmış gurbet dönüp baktığımda geriye gözlerin harabeler içinde kalbin yağmurun yanaklarına usulca düşme zamanı
kardelenim sana emanettir ömrümün geri kalan her anı
çırılçıplak bir bedenim ateşin ortasında tutukluk yapmış silahım kaşlarının karşısında çok şey anlatır da gözlerin benim dilim dönüp kendini sokar bir alaturka şarkıya sonra kara bir gölge gibi sokuluruz geceye sen bende sabahlarsın üstelik yer minderinin üstünde çıktığım en uzun yol aklın olur aklım kalır aklında aklığında çırpınıp durur bir kelebek ben sende çırpınıp durdum dalgaların üstünde bir akşam güneşi gibi üstüne devrilerek
anlaması zordur bir şairin mektupları günbatımlarında neden yaktığını kardelenim şimdi birbirimizi bir bakışla anlama zamanı
aynalara yüzünün buğusu düşer bir siyah resim sarkar geceden ağrı yürekte yaşlanır hudut bilmez bir martıdır beyaz bütün pencereler boşluğa açılır
ölmedik pusularından sıyrılıp çıktık pusatların zaman orada fırtınaya tutulmuş bir şileptir artık kardelenler hep beyaza vurgun ben deli gibi hep sana aşık
göğsüne seni anlatan diri güller koy suyunu ben vereyim kuruyan dudakların her sevişmeye bir ustura gibi bileyle kendini bırak kırılan kalemler hep bizim olsun her sürgünde ölen biz değil miydik nasılsa aşk böyle büyür sen suladıkça gözyaşlarınla yarım asır böyle maviliklerle kuşatılmışım buna çocukluğum da dahil ölü sularda bile yeşermesini bilir rüya çiçeği bunu marmara senden daha iyi bilir
odada sana benzeyen bir şey var ben duvarlara tosluyorum durmadan benim tekil yalnızlığımın yanına kendini koy ne kadar toplarsan topla yine bir oluruz seninle şimdi gitsem ayrılık koyarsın adımı dantellerle örülmüş yüzün göçmen bir kuştur şimdi
troya’da doğsaydım aşık olmazdım helena’ya yine bir kumru gibi sekerdim saçlarının üzerinden kendini ele vermiş bir uçurtmayım bir yaprak düşümü kadar vaktim olsa yine sana tapardım aşkım şarkım TANRIM
merhaba ustam çok teşekkürler merhabaların tükendiğinde çalar ölüm gonkları ve yine kaybeden biz oluruz aşkal kalın vakit varken merhaba demeyi unutmayın
Şiirin olduğu yerde her güzellik vardır
Her güzelliğin olduğu yerde şiir vardır,
Yaşam bitmez şiirdir, şiirde hayat vardır
Şiiri doğuran aşktır, şiirin anası aşktır.
---- 25.04.1960 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul