Duru
sürgün verdim bir kere kış eviydi dünya
bütün zamanlar kar sessizliğinde bir ikindiydi özleyince ayak uçlarımadek üşümem bundandı ırmakları "ayrı" yazlarıma acımasız bulmam bundan suları böyle gözüme soka soka akarak karışırken güneş ışıklarına... ayrılığımın tek güleç anısıydı yüzün başka bir anım yoktu hatta zaman yüpyüzündü ölümü düşünürken hep alaysı gülümsemem bundandı seni yalnızlığımla kuşattığım halde ölümü düşünmem bundan şöyle gece korkularıyla gelsen devrik düşlerime benimle aynı kitabı okusan birlikte aşardık o dağları en azından sıradan bir ömre benzerdik biz de tıpatıp aynasız bir buluşmak gibi sabah başlangıçlarına... seni düşündükçe daha iyi anlıyorum kendimi acılarıma daha korkusuzca yaklaşıyorum hatta ben seni düşünmekmişim diyorum en kendim gibi olduğum zamanlar gözüme daha güzel görünmen bundandı sıcacık bir denize bakıp iç çekmek kadar en sen gibi olduğum zamanların yaşamayı en çok istediğim zamanlar olması bundan... hep yalnız ama hep seninle yaşadım ansızın tek başıma ansızın iki kişilik öleceğim yalana bulaşmadan içimdeki giz kapımın ardında fısıltısız unutulmaktır yok olmanın baş düşmanı unutuldum ama yok olmadım diyeceğim... saatleri duru pazarlarda insanların içine karışmam bundandı kalabalık yıl ortalarında akşamları hiç konuşmamam bundan... kağan işçen... |