Kör Bir Işıkta
bir sokağı geçmeye doyamamak gibi
bendeki bakışının son anında şu kekreliği yarım tortu... kaçırdığımız bu yağmur pıhtılaşırken ani uyanmalarımda kendi kendime kendimle savaştayım ve evren senden başkası değildir serçe bilekli bir gözyaşındasın ve ben gözpınarlarından öpmek içinim upuzun ölüyorum... odun kömür dolardı saçlarımıza saçlarımız yağlı ayaklarımız yara bere içinde sadece senin gelişindi sıcak odam onun dışında dünya sığınağımdı ve yalnız annemin göz hapsinde değildim kör bir ışıkta ağladım gidişin aydınlattı yüreğimi ayrılığı anladım... ilk sabaha benziyorsun kesin yoksa böylesine süresiz şaşırtıcı güzel böylesine neyi anımsarsam anımsayayım önce yüzün olmazdı en taze acımda kış körpesiydim yaz acemisi bahar cahili seni sevmek harici hâlâ öyleyim... bazen öleceğim an geliyor yanıma genelde gece uyumaya çalışırken ay inadına göğe çapkın renk kırıntıları ağır nazlı duvarlar sıkmaz oluyor dışarıyı kıskanıyorum sen gene gelmiyorsun... kağan işçen... |