GİDİYORUM
Bu şehirden gidiyorum..
Bir nefeslik zaman kaldı. Bir güz yangınında düştüğüm yollarından, Yine bir güz yağmurunda, Yorgun adımlarla gidiyorum uzağa. En eski mabedim, Eskitemediğim mabedim, Tüm yaşanmışlıkları, Tüm yağmurları sana bıraktım; Ve gidiyorum. Şimdi damlalar var avuçlarımda, Bir araya getiremiyorum. Gönül,Hüzzam’da ağlayan şarkı, Söylüyor da söylüyorum. Söyledikçe "gitmeliyim..." diyorum. Ey Koca Dehliz! Çık artık isli paslı baharlardan , Bak işte gidiyorum. Sükutu marifet sayan hıçkırıklarımla, Olur olmaz dilime dolan yalanlarımla, Darma duman, Yıkık dökük , Bir o kadar da kararlı adımlarla gidiyorum. Unut beni yalan olmuş yalansız şehir. Unut beni… Fırtınaları bir yana bırakıp, Bir kez daha düş ayaklarıma. Bir köle taciri gibi, Muzaffer bir komutan gibi, Kale kapısına as yüreğimi. En cezbedar ışıklarını yak. Akasyalar dök koynuna burcu burcu. Sonra bırak istersen küllerimi rüzgara; Ya da dur… Dur biraz… Sakla, dursun bir kenarda… Kaç mevsim geçti suskun puskun. Kaç yıl geçti hüzne müptela. Ezberlerle yaşanmış yaşları, Kısmeti hiçe sayıp, İnadına arayışları Düşe kalka, Yalın ayak, Sersefil arşınlamaya niyetliyken karanlığı, Gidiyorum.. Bu nasıl bir tutkudur bilmiyorum. Uhrevi bir rüyadan uyanış belki. Bir hayalin suretindeki yalvarış. Ya da yenilginin asil bakışı… Yine yanıt yok sorulara. Çünkü çoktan vazgeçtim senden Vazgeçtim… Pısırık bir hayatın, Marazlı bir yolcusuyum nihayetinde. Yine de müebbetliğim bu şehire. Düşündüm de… Giden kaybedendir aslında; Ben kaybettim henüz bulmuşken. Elim kolum bağlı ne çare… Kaldırıma çakılmış bir taş gibi, Tek cepheden verilen savaş gibi, Bezgin ama sabırlı, Zayıf ama ısrarlı gülüşlerle gidiyorum. Gidersem öleceğim, İyi biliyorum... Ülkü Güven |
Yine ustaca , duygular çağlayan olmuş akmış.
Yorum da muhteşemdi.Emek veren her iki gönüle teşekkür ve tebriklerimle.
Selam ve sevgiyle.