Sürgüne vurdum ahvalimi
bekçisi halimin esmer akşamlar
şimdi
dinle
kaç dua.kaç gece eskittim yırta yırta
ne küfürler içtim masum mısralarımda
kana kana

kadınım
rutubetli aklımın duvarında
eskimeyen fotoğrafın
göz kırptıkça,
gözlerimde patlıyor kızıl kıyamet
hatırladıkça saçlarını
yoldum sarı buğday sorguçlarını

sen, saksıda yasemen
can bulan camdan sokakların balkonunda
ağzım, sözüm dayalı
nar çatlatan dudaklarına
arabesk sözler işgal etti
şiirleri, şarkıları

ter çağlıyor, gövdem yarılıyor
yordukça zeytin gözlerin bakışlarımı
ısırgan otu bittikçe gariban bahçemde
kaç mezar taşına bağladım dilek çaputlarımı
sen, aşk kokan dipsiz kuyu..
inildikçe çekiyor dehlizine

kadınım,
suskun nefesin bağımda.
boğuyor yaban kuşlarımı
çırpındıkça çatlak kadehte
damla damla kandan şarap
cirit atıyor hatalar yamacımda
ezberledim aksaklığın adını
ipek koza örüyor
eksik sevda ölümün kucağına

yine fotoğrafın konuşuyor gece yarısı
ay öldü gökte kirpiklerinin şavkında
dolandı boynuma hüzün kokan uçları
gönül tohumu ekip
ölüm kapıları kenetledi böğrümü
erken yaptım hasadı

tüm oynak çalgılar
birden bire yasa kalkacak
her geçen gün sert esiyor
kelimelerden rüzgar
bütün kuşlar ağıt yakacak
şimdi dilim lal
yüreğim çam altında kızıl kozalak

Blackless