Siyah
Yüzümde gözlerimde soluk zaman
Herkesten ve her şeyden mırıldanmakta Yoksun bırakılışının Ve sonsuzluğunun hesabını sormakta benden Balonlar uçuruyor çocuklar Şehir ışıkları bir yanıp bir sönüyor Tütün kokusu işliyor genizime Yürüdükçe kaybediyorum yönümü Kayboluyorum yürüdükçe Bir sızı Fasıla vermeden yakıyor canımı Ellerim celladı oluyor kalemimin Ah yeşil orman Kesilip yok edilmişsin ne yazık Doğranıp yığılmış ağaçların Yakılmış sonra Her yan siyah Uğursuzlukmuş Neme lazım Yine de geçiyorum merdiven altlarından Gülümsüyorum kara kedilere Önümden yanımdan seyirtiyorlar Seviyorum serüvensizliği Öylece aksa hayat diyorum Olmuyor Çünkü siyahtan yapılmışım Siyaha saplamış beni varlığım Siyah içinim sanki İçin için siyahım İçim dışım siyah Bir iyi yanı varsa siyah olmanın Utangaçlık bilmezliğidir Söyleyebilmektir umarsızca Ve vaadetmemektir kimselere umudu Bağdaş kurup yalnızlığın tam ortasına İrkilmektir başka renkler görünce Kadrimin idrakiyle Seçildim siyahlaşmalara tümden, yarından... |