Olağan bir günolağan bir gün,durmadan yağmur yağıyor bu olağanlık bozuyor bizi çıkamıyoruz gölgemizden gölgemiz ağır battal bir çamurda ayaklarımız kendi batağının içinde çamur sağır öyle kapalı gökyüzü, yağ yağ bitmiyor yine şehit anneleri kucaklıyor yavrularının fotoğrafını ağızlar bükülüyor bir yana,dik duruluyor yine de boş boş konuşuyor kimileri gölgeleri ayaklarının altında ağır günün bütün maviliği bir çocuk ağlaması kaç kez yüz değiştiriyorum gün içinde aynı gökte dönüp duran kuşlarla onlar kuşbakışı seyrediyor güz yapraklarını üstünde yürüyorum çınar yaprağı topluyor kadınlar parktan kireçli dizlerine dizilerinin içinde kaybolup gidiyor annem kapısını her açtığımda başka hayat öyküleri eski günleri anıyor aralarda babam gitti, şikâyetler gitmedi ne zil çalardı etekleri bir yanda inekler, bir yanda bebeler, bağ-bahçe işleri hangi arada bakılırdı çocuklar zaman bulursa ağlardı, arkamızdan koşardı zamanı yoktu ki kendini düşünsün konu komşuyla sokak arasında el işi yapar en çokta bizi anardı hiç büyümezdik, büyümedik gözünde bütün anneler gibi öyle sıradan, olağandı böyle sanardık bütün anneler dizi dibinde isterdi çocuklarını hava soğuk,kasım, ayazı Ankara’nın olağan gölgem kalksın, beni de kaldırsın ayakaltından olağanüstü bir şeyler olsun, şarkı söyleyeyim sevinçle sevgiyle kızarsın yüzüm, güneşli öyle sırtıma dokunsun bir el, sıçrayarak bakayım dostun merhabası ısıtsın ellerimi 18. 11.2012 / Nazik Gülünay |
Tebrikler
Saygıyla.