Zamansız Güzellik ve Gelincikli Ütopya
değil sana bakışlarına bükük / yosunlarına takılmış kıyıya vurmuş mavna hırçınlığı kederim gri yağmurlu
yaşlandım yaşlarınla ocağında harlı alev kötü kader önünde çocuksu peyzaj ben zamana kırgın delikanlı sevmek böyle uzaktan eski zamanlar gibi sen eski bir kar yağışı lapa lapa dudaklarımın anlamına resmine bakıp dokunuyorum uzaklığına tedavülden kalkmış romanslar gibi toz toprak mağaraya ilk çizdiğimde öptüm dudaklarını ateşi ilk tuttuğumda o şaşkınlık hayatın tadı tuzu tadılacak ellerinde ve ilk kaleyi fethedecek insanlık sırf güzellik uğruna sen benim atlantisim kayıp okyanus duruşlu sen en güzel arya mitolojiden çıkıp gelen deniz kızı sağır edici yazıtlarda beyit beyit bakışların vuruşkan sparta’da seni keşfetti insanoğlu ah güzel ütopya ütopyalar yarattım senli zamansız ansız güzellik kalbimin çıkrığını tutuşundur tarih güneş ülkesi teninin ısısı eşitlik özlemi ademoğlunun sen yokum diyorsun gelinciğe kesiyor dünya sen üşüdüm diyorsun görmelerim ejderha sen kuyuda züleyha içinde telaşla doğan sabahtır yusuf sen güzelliğini unutmuş güzellik ben spartaküs güzelliğin için savaşkan kağan işçen... |