Bir şehri alem ki, Niceleri bağrına tünedi Dağ taş eşileli kuşlar yuvaları terk etti; Vah İstanbul’um vah! Böylesi mersiyeleri Sana kim besteledi... Bir kubbe ki asuman gibi Mihrimah Sultan gibi eseri Mimar Sinan eli resmeyledi, Mendeburların topu tüfeği Deler mi böylesi Hakka tapılan yeri? Vah İstanbul’um vah! Tırmıkla kazısalar da derini Bir başıma yad edeceğim seni... Bir boğaz ki, Doymak bilmez gemilerin geçidi Her an karaya çarpan dalga sesleri Dalgalan sende bir rüzgar gibi Kaçık göçük vurguncu ve haremileri Dağıt o tepene birikmiş sinsi elleri Dimdik doğrul göster kendini Göreceksin dinmeyecek bir daha Hakkı haykıran ezan sesleri!... Şehri bir güzellik değil sendeki, İmanlı yüreklerdeki yiğitlik genleri Taşını toprağını kanlarıyla besledi, Onlar göremiyor şimdi bu vehameti, Vah İstanbul’um vah! Bu karanlıklara seni gömen elleri Göreceksin bir bir kıracağım fecir vakti!... 16.04.2006 23.10-23.40 Çengelkö/İST EROL KEKEÇ
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
FECİRDE GÖR İSTANBUL'U! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
FECİRDE GÖR İSTANBUL'U! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir şiir olarak güzel duygu yakalayamadım tabi her kesin şiir anlayışı farklıdır bir şey demek düşmez biz gözlemcilere hoş anlatışsınız istanbulu sevgilerle