1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1237
Okunma

Bir şehri alem ki,
Niceleri bağrına tünedi
Dağ taş eşileli
kuşlar yuvaları terk etti;
Vah İstanbul’um vah!
Böylesi mersiyeleri
Sana kim besteledi...
Bir kubbe ki asuman gibi
Mihrimah Sultan gibi eseri
Mimar Sinan eli resmeyledi,
Mendeburların topu tüfeği
Deler mi böylesi Hakka tapılan yeri?
Vah İstanbul’um vah!
Tırmıkla kazısalar da derini
Bir başıma yad edeceğim seni...
Bir boğaz ki,
Doymak bilmez gemilerin geçidi
Her an karaya çarpan dalga sesleri
Dalgalan sende bir rüzgar gibi
Kaçık göçük vurguncu ve haremileri
Dağıt o tepene birikmiş sinsi elleri
Dimdik doğrul göster kendini
Göreceksin dinmeyecek bir daha
Hakkı haykıran ezan sesleri!...
Şehri bir güzellik değil sendeki,
İmanlı yüreklerdeki yiğitlik genleri
Taşını toprağını kanlarıyla besledi,
Onlar göremiyor şimdi bu vehameti,
Vah İstanbul’um vah!
Bu karanlıklara seni gömen elleri
Göreceksin bir bir kıracağım fecir vakti!...
16.04.2006
23.10-23.40
Çengelkö/İST
EROL KEKEÇ
5.0
100% (1)